| sol kulağının arkasında garip izler var. Bu izleri daha önce iki kere daha görmüştüm. | Open Subtitles | هناك شق غريب خلف أذنه اليسرى لقد رأيت هذا الشق مرتين قبل ذلك |
| Ölen adamın kimliği, sol kulağının arkasındaki ize kadar belirlendi. | Open Subtitles | التعرف الأكيد من هوية الرجل الميّت من الندبة خلف أذنه اليسرى |
| Evet, biliyorum, ama kayıtları okudum ve sol kulağının arkasındaki ize dair bir bulgu yok. | Open Subtitles | نعم,اعرف,لكنني قرات السجلات و لا دليل على وجود ندبة خلف أذنه اليسرى |
| sol kulağını kesip resme koymuş. | Open Subtitles | قطع أذنه اليسرى و وضعها في لوحته اللعينة |
| O gün George kardeşinin hayatını kurtardı, ancak sol kulağını etkileyen bir hastalığa yakalandı. | Open Subtitles | (جورج) أنقذ حياة أخيه ذلك اليوم لكن البرد أصابه في أذنه اليسرى |
| Jeanne D'arc'ın solunda belirip... sol kulağına fısıldadığını söylemişti bana. | Open Subtitles | أن " جان دارك " كان يظهر دائماً من الناحية اليسرى ثم يهمس له فى أذنه اليسرى |
| - Hayır. Evet, vardı. sol kulağının arkasında. | Open Subtitles | لا، بلى كان لديه خلف أذنه اليسرى |
| Evet, sol kulağının arkasında bir iz var. | Open Subtitles | انظري، لديه ندبة خلف أذنه اليسرى |
| O gün George kardeşinin hayatını kurtardı, ancak sol kulağını etkileyen bir hastalığa yakalandı. | Open Subtitles | (جورج) أنقذ حياة أخيه ذلك اليوم لكن البرد أصابه في أذنه اليسرى مما كلفّه السمع بهذه الأذن |
| Bunu sol kulağına değdir. | Open Subtitles | أوصل هذا خلف أذنه اليسرى |