"أذنيها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kulaklarından
        
    • kulakları
        
    • kulaklarını
        
    • kulaklarında
        
    • kulaklarının
        
    • Kulaklarındaki
        
    Eğer Miriam'ı görürsem meme uçlarını ısıracağım ve kulaklarından asıp sikeceğim! Open Subtitles إذا شفت مريام، سوف أعض أثدائها، و أعاشرها و هي متعلقة من أذنيها
    Tavşan kulaklarından tutup karşısına dikileceksiniz. Open Subtitles يجب أن تمسكوها من أذنيها وتقفوا في وجهها
    Önce boğazı ağrıdı, sonra yemek yememeye başladı, şimdi de kulakları ağrıyor. Open Subtitles في الأول حلقها ثم توقفت عن الأكل . والآن أذنيها تؤلمها
    Sadece yüzünün çoğu şimdilik kulakları arasında diyebiliriz. Open Subtitles حسناً, لنقل فقط أن معظم وجهها أصبح خلف أذنيها
    Itaat kasabasında kadın göstermek için, ve burun yüzden onun kulaklarını kesti. Open Subtitles لذلك قاموا بقطع أذنيها وأنفها, حتى يجبروا النساء الأخريات في القرية على الطاعة
    Ve bir gün bile geç kalırsan, kızın kulaklarını keserim. Open Subtitles و إذا تأخرت يوماً واحداً سأقطع أذنيها
    Sadece kulaklarında sorun var, beyninde değil. Open Subtitles أنها أذنيها التي لاتعمل ليس عقلها
    Hayatım boyunca bir kızın saçlarını kulaklarının üzerinden okşamak istemiştim. Open Subtitles لطالما أردت أن ألامس شعر فتاة وراء أذنيها
    Gözlerinden, kulaklarından burnundan, ağzından sıvılar akıyor. Open Subtitles . كانت تتسرب من عينيها ، أذنيها ، أنفها، فمها
    kulaklarından kan fışkırmasına neden olacak kadar dar olmayan şeyleri giymeyen kız. Open Subtitles لن تلبس أي شيء الا اذا كان ضيقا لدرجة خروج الدم من أذنيها
    Onu öylesine kötü şekilde dövdüler ki, kulaklarından kan geldi ve nihayetinde onları terkedip kendi seçtiği ve âşık olduğu genç bir adam buldu. Toplum ve ailesi bunu öğrendi. Ve Banaz ortadan kayboldu. TED تعرضت لضرب شديد ما جعل أذنيها تنزفان، وعندما غادرت أخيرًا، وجدت شابًا اختارته ووقعت في حبّه، اكتشف المجتمع والأسرة الأمر واختفت عن الأنظار.
    Gözlerinden, kulaklarından burnundan, ağzından sıvılar akıyor. Open Subtitles مليئة بالبكتيريا والغازات... كانت تتسرب من عينيها ، أذنيها ، أنفها، فمها
    kulaklarından, burnundan, dilinden vazgeçmeye hazır mı? Open Subtitles أن تتخلى أذنيها أنفها ولسانها؟
    Koca kulakları ve gevşek çenesiyle çok soruna sebep oldu. Open Subtitles إلا أن أذنيها الكبيرتين و فاهها الثرثار سببت لها الكثير من المشاكل
    ve bazen de... son işlerine konsantre olduğunda... kulakları kanat çırpıyor. Open Subtitles وأحياناً، عندما كانت في... تركيز تام في آخر عمل لها، كانت أذنيها في أهتياج تام
    Danışmadaki kız iyiydi ama Spock kulakları takıyordu. Open Subtitles عاملة الاستقبال مثيرة نوعاً ما لكن أذنيها كالسيّد (سبوك)
    Köpeğin kulaklarını deldirmek isteyen kendisiydi. Open Subtitles وقد كان هو يريد أن يخترق أذنيها
    - kulaklarını yalamıyordum. Open Subtitles لم أكن ألعق أذنيها
    Mickey de onun kulaklarını taşıyıversin. Open Subtitles ميكي سيقوم برتداء أذنيها
    Gözleri, kulaklarının başladığı yerde. Open Subtitles عينيها في المكان الذي اعتادت أن تكون به أذنيها *من كثرة الشد*
    Kulaklarındaki küpeler sanki ay ve güneş gibi... Open Subtitles {\cH92FBFD\3cHFF0000} الأقراط على أذنيها تبدو مثل الشمس والقمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more