Aklınıza eşinize zarar vermek isteyebilecek herhangi biri geliyor mu? | Open Subtitles | هل تستطعين تذكر أي شخص يرغب في أذية زوجك ؟ |
Dedektif her şey halledildi. Başka kimseye zarar veremezler artık! | Open Subtitles | أيتها المحققة، لقد انهى الأمر لا يمكنهما أذية أحد آخر |
Beni buradan uzağa götürmen lazım kimseye zarar veremeyeceğim bir yere. | Open Subtitles | أحتاج إلى أن أُنفى لمكان قصيّ حيث أعجز عن أذية أحد. |
Amacı o insanları incitmek değil. | Open Subtitles | لم يكن يريد أذية هؤلاء الناس بل يفعل ذلك لأجلها |
İnsanları incitmek istemezsin ama incitebilirsin. | Open Subtitles | فأنت لا تريد أذية الآخرين ولكنك قد تضطر لهذا |
Bu arada, kocanıza zarar vermek isteyen birileri aklınıza geliyor mu? | Open Subtitles | في خلال ذلك هل تفكرين في أي أحد يُريد أذية زوجكِ؟ |
Hipokrat metinleri de, son yıllarda yapılan çalışmalara göre, zarar vermemenin ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar gösteriyor. | TED | ومنشورات أبقراط ذكرت مراراً وتبعاً لدراسات حديثة كم هو من المهم عدم أذية الآخرين بالتجريب |
Oğluma zarar vermeni istemiyorum, sonra beni de almak zorundasın. | Open Subtitles | أتريدين أذية إبني ؟ إذاً, فيجب عليك أن تأخذيني معه أيضاً |
Bay Rawls, hapishanede ailenize zarar verebilecek Düşmanlarınız var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي أعداء هنا قد يريدون أذية عائلتك ؟ ينتقمون منك بقتلهم لابنك ؟ |
Kimseye zarar vermediğimi söylediğimde aslında veriyorum. | Open Subtitles | أقول لنفسي إنّني لا أؤذي أحداً فيما العكس صحيح، لكنّني أسبب أذية كبيرة |
İnsanlara zarar verecek şekilde olayları büyüttüğünüzü düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه بتهمة التحريض على أذية بدنية جسيمة |
Senden sadece abime zarar vermemeni istiyorum. | Open Subtitles | لقد أردت منك أن تتوقفي عن أذية أخي الكبير فحسب |
Bu sözüm, ulusumuza zarar vermek isteyenlerin kulağına küpe olsun. | Open Subtitles | لذا لتكون هذه عَبرة لأولئك الذين يتمنونَ أذية أُمتنا |
Ama bence bir çocuğa ihmalkar davranarak zarar veren birisini savunmaktan kaçınmak bir tesadüf değildi. | Open Subtitles | لكنني لا أظنها كانت مصادفة أنكِ فجأة لم تريدي الدفاع عن أحد، إهماله قد أدى إلى أذية طفل |
Ölmem gerekiyor yoksa insanlara zarar vermeye devam edeceğim. Lütfen. | Open Subtitles | يجب أن أموت و إلا سأواصل أذية الآخرين، أرجوكِ |
Ama kundakçıların amacı insanlara zarar vermek değildir. | Open Subtitles | لكن مفتعلي الحرائق لا ينوون أذية الناس هذا الرجل ينوي ذلك بوضوح |
Bütün bunları benimle vakit geçirmek için yaptığını biliyorum ve onun duygularını incitmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه يفعل هذا لقضاء الوقت معي ولا أريد أذية شعوره |
Dostunu incitmek istemiyorum evlat. Sadece yardım edeceğim. | Open Subtitles | أنا لا أريد أذية صديقك يا بني أريد المساعدة فقط |
Sana yardım etmek isteyen insanları incitmek nasıl daha iyi olabilir ki peki? | Open Subtitles | كيف يكون الأفضل هو أذية من يودون مساعدتك؟ |
Söyleyecektim ama annen öldü ve söyleyemedim. Seni incitmek istemedim. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أخبرك، وبعد ذلك توفيت أمك و حينئذ لم أقوى، لم أكن أريد أذية مشاعرك |
Babanın canını yaktırtma bana Mac, çünkü bu kadar yakınım. | Open Subtitles | لا ترغمني على أذية أباك "ماك" لأني على إستعداد لفعلها |
Birini incitmekten cinsel zevk alan kişi demek. | Open Subtitles | حسناً هذا يعني أستمتاع أحدهم في أذية الاخر |