Onunla evlenmek istedi. Tuhaf biri olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أراد الزواج منها ظننتها مترددة |
İlk olarak, hamile kaldım. Sonra benimle evlenmek istedi. | Open Subtitles | أولاً، حملت ومن ثم أراد الزواج بي |
Aslında, Jared benimle evlenmek istedi. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أنّ (جاريد) أراد الزواج بي |
-Aslında ona inanmıştım benle evlenmek istediğini söylediğinde. | Open Subtitles | في الحقيقة صدّقته عندما قال أنه أراد الزواج بي |
Ama benimle evlenmek istediğini söylediğinde ona hayır dedim çünkü hayatımın geri kalanında beraber olacağım kişi o değildi. | Open Subtitles | فقدمت له تلك المساعدة ولكن حينما أراد الزواج منّي، رفضت ذلك لأنّه لم يكن الرجل الذي أريد قضاء حياتي معه |
Hayal edebiliyorum. Çünkü seninle evlenmek istiyordu ama sen zaten evliydin. | Open Subtitles | أتخيل هذا بما أنه أراد الزواج بك وكنت متزوجة بالفعل |
Matthew benimle evlenmek istiyordu ama Paul ona müsaade etmedi. | Open Subtitles | ،ماثيو) أراد الزواج مني) لكن (بول) لم يدعه |
-Charles'ın Anne ile evlenmek istediğini bilmiyor muydunuz? | Open Subtitles | ألم تعرف انه أراد الزواج من آن؟ |