"أراقبها" - Translation from Arabic to Turkish

• göz kulak
• izliyorum
• izliyordum
• izlerdim
• izlemem
• izlemek
• izledim
• izleyeyim
• kulak oluyordum

Şimdi, aptalca bir şey yapmasın diye ona gece gündüz göz kulak olmak zorunda kalıyorum.
و الآن أراقبها ليل نهار كي لا ترتكب بحماقه

Benden ona göz kulak olmamı istedin.
لقد طلبت مني أن أراقبها من أجلك

Onun her gün evden iç çamaşırlarını giymeden çıkmasını ve gün doğana dek gelmeyişini izliyorum.
أراقبها وهي تغادر المنزل كل مساء بدون ملابسها الداخلية، ولا تعود حتى الصباح.

Bu sabah Joy'u giydirirken onu izliyordum ve gelecek hafta Joy'un doğum günü olduğu aklıma geldi.
كنت فقط، أراقبها وهي تضع الملابس على جوي هذا الصباح، وخطر لي أنّ عيد ميلاد جوي في الأسبوع القادم.

Onun elektrikli süpürgeyle olan mücadelesini izlerdim, ve ona yardım etmek isterdim.
كنت أراقبها وهي تصارع بالمكنسة الكهربائية الأخطبوطية. من أجل راتبها، وأردت فقط أن أساعدها.

Sanırım onu izlemem hoşuna gitmedi.
لا أظن أنها تحب أن أراقبها

Fakat ben bu şehri yerle bir olmasını izlemek için devralmadım.
لكنّي لم أسترد هذه المدينة لكيّ أراقبها تحترق عن آخرها.

Bir süre yanında oturup onu izledim.
لذا جلست بجانبها للحظة, أراقبها وهي تمخط وتشعر بالحرج,

- İzleyeyim mi?
هل تريدين أن أراقبها ؟

Neyse işte. Onun için göz kulak oluyordum.
لا عليك انت تعرف لقد كنت أراقبها

Ona göz kulak olmalıydım...
كانَ من المفترض عليّ أن أراقبها

- Ona sürekli göz kulak olamam.
لا يمكنني أن أراقبها طوال الوقت

Onu birkaç dakikadır göz ucuyla izliyorum.
لقد كنتُ أراقبها بعينيّ .بالدقائق القليلة الفائتة

Gönderdiğin resimlerden onun büyümesini izliyorum.
أراقبها تنمو فى الصور التى تُرسليها

Gönderdiğin resimlerden büyüyüşünü izliyorum.
. أراقبها تنمو فيّ الصور التيّ تُرسليها

Ben de onu izliyordum
كانَ من المفترض عليّ أن أراقبها

Ben de onu izliyordum
وربما المرة المقبلة التـي نذهب بها ... تلك السيدة المجاورة لنا كنتُ أراقبها *وكـانت تأكل *الخرشوف

Birkaç aydır onu izliyordum.
كنت أراقبها لعدة شهور

Küçükken saatlerce izlerdim.
"عندما كنتُ صغيرة، كنتُ أراقبها لساعات."

Her sabah, onun rüzgar sörfü yapışını izlerdim.
وكل صباح, كنتُ أراقبها تركب الأمواج.

Onu izlemem gerekirdi. Lex ile evlendiğinden beri, o kadar kızgınım ki--
كان يجب أراقبها منذ أن تزوّجت (ليكس)، لقد كنت غاضبا جدا

Kardeşimi büyütmesini izlemek, kardeşimin kendi kızını büyütmesini izlemek... kendi biyolojik kardeşimi bulmak... bunlar çılgınlık.
أراقبها تربي أختي وأراقب أختي وهي تربي ابنتها وجدت أختي الحقيقية هذا جنوني تماماً

Başka bir zaman, galiba Sonbahar'dı perdenin arkasına saklandım ve gizlice onu izledim.
في مرة أخرى أذكر أنها كانت في الخريف كنت أختبيء خلف الستارة أراقبها خفية

Ne yapmasını izleyeyim?
أراقبها وهي تفعل ماذا ؟

Merak etmeyin Bayan Stall. Ona göz kulak oluyordum.
لا داعي للقلق يا سيدة (ستال)، كنت أراقبها