Eminim bu kadar utandırıcı bir arabaya sahip olan bir sevgilin olmamıştır Tara. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن لديك عشيق بسيارة بمثل هذا الإحراج, هاه, تارا؟ |
- Koç Pajersky pek memnun olmadı. - Eminim. | Open Subtitles | كوتش بيجرسكي لم يكن سعيدا بالمرة أراهن أنه لم يكن |
Eminim şehirde böyle böcekler yoktur. Evet. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن هنالك حشرات كتلك في المدينة |
Bahse girerim, hayatı boyunca bir gece bile evinin dışında kalmamıştır. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يقض ليلة واحدة بالخارج طيلة حياته بالطبع لا |
Hiçbir iş yapmadığına Bahse girerim. Varlıklı bir ailenin, tek çocuğu gibi. | Open Subtitles | . أراهن أنه لم يفعل أي شئ من قبل مجرد طفل وحيد لعائلة ثرية |
Eminim şehirde böyle böcekler yoktur. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن هنالك حشرات كتلك في المدينة |
Babanla olan o resmin Eminim orada sana toplum ahlakını öğretmeye çalışmıyordu. | Open Subtitles | وصورتك مع والدك، أراهن أنه لم يكن يحاول تعليمك الأخلاق المدنية. |
Eminim sana söylememiştir. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يخبركِ بذلك، هل فعل؟ |
- Eminim Daley Thompson'u yenemez. | Open Subtitles | . أراهن أنه لم يستطع ضرب دالي ثومبسون |
Gandi bu şiddete başvurmayan felsefesini savunurken Eminim adam öldürmenin böyle eğlenceli olduğunu bilmiyordur. | Open Subtitles | حين دعا "غاندي" لفلسفة عدم العنف أراهن أنه لم يعلم كم متعة قتل الأشياء |
Eminim son zamanlarda ondan pek haber almamışsındır. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يتواصل معك مؤخراً |
Eminim ki böyle bir kahve bardağım yoktur. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن لدي كأس قهوة مثل هذا |
-İstemediğinden Eminim. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يرد ذلك |
Bahse girerim hiçbir iz, ipucu bırakmamıştır. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن هناك لا بصمات ولا وصمات ولا دماء |
Hem Bahse varım, kafasıyla lazer şovu yapamıyordur. | Open Subtitles | و أراهن أنه لم يكن يستطيع القيام بعرض ليزر برأسه |
Bahse girerim, Kabus'un kendini ateşe verebildiğini bilmiyordu. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يكن يعرف أنه يمكنه أن يشعل النار في نفسه |