| Itjtawy yüzlerce yıldır tam Dört bin yıl önce, Orta Krallık denen bir dönemde, eski Mısır'ın başkentiydi. | TED | إيتجتاوي كانت عاصمة مصر القديمة لأكثر من أربعمائة سنة، في فترة زمنية تدعى المملكة الوسطى حوالي أربعة آلاف سنة مضت. |
| Yalnızca çinde, gelecek on yıl yada yarı zamanında... ... Dört ile altı milyon insan şehirlere göç edicek. | TED | الصين لوحدها ستنقل ما بين أربعمائة إلى ستمائة ملايين نسمة إلى المدن في الخمس عشرة سنة القادمة. |
| Dört yüz yıldır bekliyoruz, ve Casey geç kaldı. | Open Subtitles | إن انتظرت أربعمائة عام سيبقى كايسي متأخراً |
| Üç yüz. Üç yüz elli. Dört yüz Dinar. | Open Subtitles | ،ثلاثمائة، ثلاثمائة و خمسون أربعمائة دينار |
| Dörtbin zihin bunu yarattı. Dörtyüz bin zihin yok edebilir. | Open Subtitles | لقد جمعها أربعة آلاف عقل بشري يُمكن أن ُيدمّره أربعمائة ألف. |
| Bir efsaneye göre Dört yüz yıl önce bir gemi bu civarda durup bir define bırakmış. | Open Subtitles | هناك أسطورة. قبل أربعمائة سنةً، سفينة تَوقّفتْ قريباً من هنا وتَركَت وراءها كنز. |
| Snakeir'ın kütlesi-- iki yüz bin, Dört yüz altmış bir ton. | Open Subtitles | مارلين: كتلة سنايكر - مئتان ألف , أربعمائة طن واحد وستّون |
| Sadece Dört yüz getirdik. | Open Subtitles | رجلكم أخبرنا بأنّها أربعة نحن علينا دفع أربعمائة جنيه فحسب |
| Sihirli tılsımlar... Dört yüz yıl boyunca onun... canlılığını askıda tutan bir yere, hapsetmek için kullanıldı. | Open Subtitles | تعويذات سحرية كانت مستخدمة لوضعها في حالة جمود منذ أربعمائة سنةً |
| Birkaç yüz bin dolara ihtiyacım var. En fazla Dört. | Open Subtitles | أحتاج لبضعة مئات الآلاف أربعمائة كحد أقصى |
| Ben beş dedim. Adamın bize Dört dedi. | Open Subtitles | رجلكم أخبرنا بأنّها أربعة نحن علينا دفع أربعمائة جنيه فحسب |
| Dört yüz yıldan beri olgunlaşan demokrasi ve Parlamento'daki meslektaşlarım -ki bu insanlar tek tek incelediğimde bana epey etkileyici, eğitimli enerjik, bilgili insanlar olarak görünüyorlar - derin mi derin bir hayal kırıklığı demek oluyor. | TED | لقد قمنا بتنمية الديمقراطية على مدار أربعمائة سنة إني أرى في زملائي في البرلمان كأفراد أشخاصاً مهمين، ومثقفين مليئين بالحيوية، واعين ولكن مع ذلك يشعرون بالإحباط |
| Dört yüz elli sekiz deney. | Open Subtitles | أربعمائة وثمانية وخمسون التجارب. |
| Yüksek emilim düzeyinde, iki yüz, belki de Dört yüz röntgenden. | Open Subtitles | مئتان، لربّما أربعمائة roentgens، بالنسبة العالية من الإمتصاص. |
| Dört yüz pound için kafese kapatılırlar. | Open Subtitles | أربعمائة باوند من الغضب القاتل محبوس في صندوق . |
| Burada Dört yüz var. | Open Subtitles | هذه هي أربعمائة جنيه ما الأمر! لقد قلتُ خمسة |
| Dört yüz dolar! | Open Subtitles | .أربعمائة دولار |
| Dört yüz bin dolar. | Open Subtitles | أربعمائة ألف دولار |
| - Sana Dört yüz Matt. | Open Subtitles | [أربعمائة لك، يا [مات - زِد الرهان - |
| Yüceliğinizden beri Dört yüz yıl... | Open Subtitles | كُنْتَ بعيدة لأكثر من أربعمائة سنة... |
| - Yemek, Dörtyüz dolar mı? | Open Subtitles | أربعمائة دولار لعشاء؟ |