"أرتني" - Translation from Arabic to Turkish

    • gösterdi
        
    • göstermişti
        
    Fakat, ömrümün her günü bana bunun ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Open Subtitles ،ولكن في كل يوم من حياتي أرتني كم أن هذه المقولة صحيحة
    saatinin kırılmasıyla biliyoruz. Annesi bana saati gösterdi hala saniye kolu iyimser bir şekilde yukarı doğruydu TED أرتني والدتها الساعة وعقرب الثواني مازال يشير بتفاؤل للأعلى باتجاه 5:18 والتي لن تأتي أبداً.
    Oradayken, kadın bana sadece bir kutu gösterdi. Open Subtitles حينما كنت في الداخل ، أرتني السيدة صندوقاً
    Sonra bana arka odayı gösterdi ve orada soyundu. Open Subtitles بعد ذلك أرتني الحجرة الخلفية حيث انتزعت ملابسها.
    Annem bana bir YouTube videosu göstermişti ama saçını kestirmişsin. Open Subtitles لقد أرتني أمي مقطع فيديو على يوتيوب لكنك قصصت شعرك بالكامل
    Bana birçok rahatsız edici şey gösterdi. Open Subtitles لقد أرتني العديد من الاشياء العظيمة المزعجة
    Bana bir daire gösterdi, sırf benimle çıkmayı... kabul etsin diye daireyi tuttum. Open Subtitles التي أرتني الشقّة التي إستأجرت فقط لكي تخرج معي
    Bana bir daire gösterdi, sırf benimle çıkmayı... kabul etsin diye daireyi tuttum. Open Subtitles التي أرتني الشقّة التي إستأجرت فقط لكي تخرج معي
    Polis bana sabıka kaydını gösterdi ! Adam öldürmüşsün ! Open Subtitles أرتني الشرطة سجلك الإجرامي لقد قتلت رجلاً
    Bana bıçak yarasını gösterdi ama en ufak bir çizik bile kalmamıştı. Open Subtitles لقد أرتني جرح الطعنة، ذلك الذي لم يترك خدشاً ؟
    Yok yok, bu hayaleti defetmek için telâş etmeyeceğim çünkü içimdeki yeni heyecan bana yeni bir iletişim yöntemi gösterdi: Open Subtitles لن أطرح هذا الشبح بحمّى لأنّ الروح الجديدة بداخلي أرتني أنّ لديّ سبيلاً جديدةً للتواصل
    - Resimleri gösterdi ama almama izin vermedi. Open Subtitles لقد أرتني الصور ، لكنها لم تدعني أحتفظ بهم
    Shota, bana Calthrop olmadan krallığa ne olacağının görüntüsünü gösterdi. Open Subtitles لقد أرتني "شوتا" رؤية ماذا سيحدث في المملكة بدون "كالثروب".
    Bana neyin önemli olduğunu öğretti. Ayrıca bana asla üstesinden gelemeyeceğimi düşündüğüm sorunların üstesinden gelebileceğimi gösterdi. Open Subtitles علّمتني ما هو مهم، و أرتني أنّني قادرة على التغلب على مشاكل لم أظنها ممكنة
    Evet. Bana bir zarf gösterdi. İçinde avukatının imzalaması için hazırladığı evraklar olduğunu söyledi. Open Subtitles أجل، لقد أرتني مغلف، قالت أنّ بداخله ورقات من محاميها، وأنّها قد وقّعت
    Bana köprülerden atlayan ve kendilerini asan çocukların resimlerini gösterdi. Open Subtitles لقد أرتني كل تلك القصص في الانترنت عن أولاد قفزوا من الجسور و شنقوا انفسهم
    Nasıl biri olabileceğimi, nelere sahip olabileceğimi bana o gösterdi ben de onu izledim ve bu sayede bugün burada karşınızda bulunuyorum. Open Subtitles لقد أرتني كل شيء يمكنني أن أصبحه وأمتلكه وأحاول لأجله, وهذا سبب وقوفي هنا اليوم أمامكم
    ..ne kadar iyi olduğumuzu göstermek istedim.. ..onun yerine, o bana gösterdi ne kadar iyi olduğunuzu.. Open Subtitles كم نحن رائعون معاً، وبدلاً من ذلك هي من أرتني روعتكما معاً
    Kubbe senin sandığından fazlası. Bana bir şeyler gösterdi. Open Subtitles القبة تمتلك أكثر مما تعتقد لقد أرتني أشياءً
    Bana ayaklarını göstermişti bir kez. Open Subtitles لقد أرتني قدميها في إحدى المرّات
    Onları aldığında göstermişti. Open Subtitles لقد أرتني إياها عندما حصلت عليهن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more