Aslında kendini dengelemesi için bacaklarını kullanması gerekiyor- ama hayır, kullanmıyor. | Open Subtitles | حتّى أنّ عليها استخدام أرجلها لموازنة نفسها، لا أناقة في هذا. |
Bilmek istediğim şey onun bacaklarını açıp... | Open Subtitles | أود أن أعرف, إذا نزلت للأسفل بين أرجلها, وفتحتهم000 |
Dengeye getirebilmek için bacaklarını kalp seviyesine kadar kaldıracağım. | Open Subtitles | سوف أقوم برفع أرجلها فقط حتى يستقر قلبها |
bacakları kalınlaştı, ayakları sağlamlaştı ve yeni geliştirilen uyluk kasları onları zorlu koşuculara çevirdi. | TED | أصبحت أرجلها أسمك، أقدامها أقسى، وعضلات الفخذ المتطورة حديثًا جعلت منهم عدائين جبّارين. |
Grace Lauter'ın omurgası ve bacakları kırıldı. | Open Subtitles | جريس لايوتر عمودها الفقرى و أرجلها تحطمت |
bacakları, tam olarak bacaklarının kalçasıyla birleştiği alan. | Open Subtitles | أرجلها وبالضبط في مكان إلتقاء رجليها ظهرها. |
Sonra, güçlü bacaklarını kullanarak yaprağı ikiye katlıyor. | Open Subtitles | تالياً، مستخدمةً أرجلها القوية، تبدأ الأنثى بطيّ الورقة مناصفةً |
Dişinin arka bacaklarını havaya kaldırmak için kabuğunun ön tarafını kullanıyor. | Open Subtitles | يستخدم مقدمة قوقعته لرفع أرجلها الخلفية عن الأرض |
Kabiliyetleri, bağımsız olarak bacaklarını hareket ettirerek kendilerini kırkayaklardan çok daha hızlı kılmaları. | Open Subtitles | أرجلها المستقلة الحركة والقوية تجعلها أكثر سرعة من حشرة الالفية |
Ona bacaklarını geri veremezsin ama oğlunu vermelisin. | Open Subtitles | لا تستعطيع أن تعيد لها أرجلها... لكن علينا أن نعيد إبنها. |
bacaklarını kaldırabilsin diye. | Open Subtitles | حتى تستطيع رفع أرجلها إلى الأعلى |
Dişi, bacaklarını pıt pıt vurarak erkeği kızıştırıyor, ona cesaret veriyor. | Open Subtitles | تقوم بتشجيعه بنقر أرجلها. |
bacaklarını kırsalar da umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهم حتى أن كسرت أرجلها |
Küçük bacaklarını sallarlarken görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | يمكنكم رؤية أرجلها تتحرك |
Kesinlikle bacakları yüzünden oluğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً بالتأكيد يجب أن تقول إنها كانت أرجلها |
Fakat sert ve eklemli bacakları neredeyse hiç değişime uğramamış ve suyun yardımı olmadan bile karada gayet iyi iş görmüştür. | Open Subtitles | أرجلها الصلبة و المفصلية, لم تتطور بشكل كبير وقد عملت بشكل جيد على اليابسة من دون حتى مساعدة الماء |
bacakları durmayan o esmerle buralarda gördüm sizi. | Open Subtitles | لقد رأيتك في أرجاء الحي مع تلك السمراء التي أرجلها لا تستسلم. |
Claire'in bacakları çıkar çıkmaz tekmelemeye başladı ve dört yaşına kadar da durmadı. | Open Subtitles | نعم,كلير ركلتني ما أن ظهرت أرجلها و لم تتوقف حتى سن الرابعة |
Bu halimle kendimi hava durumu sunuyorum gibi hissettim. Neyse. Ve kuşlar ayakları ufak kumaş ayakkabılarla kaplanmış şekilde getiriliyorlardı. | TED | أشعر و كأنني كمذيعة الطقس و أفعل هكذا. على كل حال. و كذلك الطيور كانت تدخل و أرجلها محمية بحذاء قماشي خفيف |
Çünkü olağanüstü hareketli omuzu bacaklarının dalı içeriye doğru kavrayabilmesini sağlar. | Open Subtitles | بفضل كتف استثنائي متنقل يمكّنها من ثني أرجلها إلى الداخل للإمساك بالفرع. |