Beni yok etmeye çalışan düşmanlarıma merhamet etmemi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أنتِ تطلبين مني أن أرحم أعدائي الذين يحاولون تدميري |
Seni uyarıyorum, beni kendi mekanım olan Sığınak'tan alıkoyabilecek kişiye karşı bir merhamet olmayacaktır! | Open Subtitles | أنا أحذّرك لن أرحم أي أحمق إختطفني من ملاذي الآمن |
En yüce ve merhametli Hakim'in huzurunda zaten yargılanacaklar. | Open Subtitles | سوف يحصلون علي محاكمتهم من قبل أرحم وأعظم القضاه |
Beni şu an öldürmeniz daha merhametli bir davranış olurdu. | Open Subtitles | قتلك لي الآن سيكون أرحم من حريتي |
Evet ediyorlar ve eminim daha kibar olabilirim. | Open Subtitles | نعم، إنهم كذلك، وأنا متأكد أنه يمكنني أن أكون أرحم قليلاً |
Sen belki biraz kibar olabilirsen. | Open Subtitles | إذا أنت يُمْكِنُ أَنْ ربما... يَكُونُ أرحم إلى حدٍّ ما. |
Allah bundan daha merhametlidir. | Open Subtitles | الله سبحانه وتعالى أرحم من هذا |
Beni haftalardır burada tutuyorlar. Arkadaşlarına merhamet yeminim senin bağlılığından kaynaklanıyor. Kanıtla bağlılığını. | Open Subtitles | قسمي أن أرحم أصدقائك كان مرهونًا بوفائك، فاثبته. |
Cennet'teki Tanrımız Cennet'in ve Dünya'nın yaratıcısı ruhuma merhamet et. | Open Subtitles | يا إلهي، يا خالق السموات والأرض، أرحم روحي. |
Cennet'teki Tanrımız Cennet'in ve Dünya'nın yaratıcısı ruhuma merhamet et. | Open Subtitles | يا إلاهي يا خالق السماوات والأرض أرحم روحي |
Oh, Tanrım. Sen ki yanına aldığın herkese merhamet gösteren. | Open Subtitles | يا الله أرحم ما تبقى من رجالنا. |
O katı kalbin "Hayır," diyecek ama ne olur bana merhamet et. | Open Subtitles | فلا شيء أرحم اليوم إلا قليل من الشفقة |
Onlara destek olmaya cüret eden hiçkimseye merhamet etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أرحم مخلوقًا يجرؤ على مساندتهم. |
Bir kurşun sıkmak bana yapılacak en merhametli şey olurdu. | Open Subtitles | أرحم شيء الآن هو إطلاق النار علي |
Öldürmek çok merhametli bir davranış, değil mi? | Open Subtitles | القتل أرحم بكثر ، أليس كذلك ؟ |
Oh, merhametli Tanrım. | Open Subtitles | يا أرحم الراحمين |
Bu Jackson'a olandan daha merhametli oldu. | Open Subtitles | هذه نهاية أرحم بكثير من نهاية (جاكسون). |
Bu köyde yaşayan, gelmiş geçmiş en kibar, en tatlı adamsın. | Open Subtitles | أنت أرحم و ألطف رجل يعيش في هذه القرية -حقا ؟ -نعم |
Bu bir aydır bana söylediğin en kibar şey. | Open Subtitles | هذا أرحم شيء قلتيه منذ شهر. |
Çünkü bir dahaki sefere, bu kadar kibar olmam. | Open Subtitles | لأن المرة القادمة، لن أرحم |
Allah merhametlidir. | Open Subtitles | -الله أرحم الراحمين |