Bin yıldır tanıdığım abim ile her zaman istediğim abla arasında seçim yapacağım. | Open Subtitles | إنّي مخيّرة بين الأخ الذي عرفته طيلة ألف عام والأخت التي أردتها دومًا. |
Her zaman istediğim özgürlüğe sonunda sahibim. Kendi kaderimi seçebilme özgürlüğü. | Open Subtitles | أخيرًا نلت الحرية التي أردتها دومًا، نلت القدرة على اختيار مصيري. |
Ayrıca, düşünüyordum da sana her zaman istediğin o motoru alabilirim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنّي قدّ أشتري لكَ الدراجة النارية التي أردتها دوماً. |
Bir saate buluşalım, sonrasında hep istediğin o hayatı bulacağına söz veriyorum. | Open Subtitles | عودي للقائي بعد ساعة وأعدك بعدها أنْ تحظي بالحياة التي لطالما أردتها |
Zarar verdiği insanın gerçek bir insan olduğunu görsün istedim. | Open Subtitles | أردتها ان ترى أنني شخص حقيقي , اذا كانت ستؤذي |
Karının, senin bürodan telefon ettiğine inanmasını istiyorsan, araya santrali sokma, numarayı doğrudan çevir. | Open Subtitles | لو أردتها أن تصدق أنك تتصل من المكتب لن تتصل بالمأمور اتصل أنت مباشرةَ |
Af kurulu celsesine katılacağını söyledi.... ...eğer gelmesini istersen. | Open Subtitles | وقالت أنها ستحضر الجلسة.. إذا أردتها أن تحضر.. |
Sana ne verirsem vereyim, her zaman elde edemediklerini istedin. | Open Subtitles | مهما أعطيتك، الأشياء التي أردتها دائماً كانت أبعد من قبضتك |
Tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi. | TED | كنت مترددا وخائفا، ولم تكن تلك التجربة التي أردتها. |
35 yaşındaydım ve en sonunda istediğim hayatı yaşıyordum. | TED | كنت حينها في الخامسة والثلاثين من عمري وأخيراً أحيا الحياة التي أردتها. |
İstediğim işi aldım. Bu harika. | Open Subtitles | عفواً يا سيدى ، لقد حصلت على الوظيفة التى أردتها |
Ama her zaman istediğin hayatı sana gösterebilirim. | Open Subtitles | لكني استطيع أن أريك الحياة التي طالما أردتها |
O çok istediğin balıkçı sırığını alamayacaksın şimdi. | Open Subtitles | الأن لن تتمكن من شراء سنارة الصيد التي أردتها |
Güzel değil mi? Hep istediğin kimya seti. | Open Subtitles | أنها مجموعة الأدوات الكيميائية التي طالما أردتها |
Hayatım boyunca bunlardan istedim. | Open Subtitles | يوجد العديد من الأشياء التى أردتها طيلة حياتى |
iBeni kurtarmasını istedim, daha fazla nefesimi tutamazdım. | Open Subtitles | أردتها أن تنقذني، لم أتمكن من حبس أنفاسي لفترة أطول |
Bana teşekkür etsin istedim. Biliyorum, öyle dememem gerekirdi. | Open Subtitles | فقط أردتها أن تشكرني أعلم أنه لم ينبغي علي بوصفها ذلك |
Bence onu kazanmak istiyorsan, onu sevdiğini söylemelisin. | Open Subtitles | حسنا، لو أردتها بأن تعود لك .. أعني ، إخبرها فقط بأنك تحبّها |
Bence onu kazanmak istiyorsan, onu sevdiğini söylemelisin. | Open Subtitles | حسنا، لو أردتها بأن تعود لك .. أعني ، إخبرها فقط بأنك تحبّها |
Hizmet edilecek bir hayat. İstersen, senindir. | Open Subtitles | بل حياة من الخدمة ، ان أردتها فهى لك من كل قلبى |
Onun önemli olmasını, bir amacının olmasını istedin, ve öyle de oldu. | Open Subtitles | أنت من أردتها ان تكون مسألة ضرورية ولها معنى ، لذا فعلت |
Sadece köfte yapmayı denemesini, başaramayıp pes etmesini istemiştim. | Open Subtitles | أردتها أن تجرب صنع كرات اللحم تفشل ثم تستسلم |
Bu hissi yok edecek bir şey. Artık bitmesini istiyordum. | Open Subtitles | أي شيئ لأوقف هذه المشاعر لقد أردتها أن تتوقف فحسب |
İstediğiniz beyaz yıldızlar var, fakat kırmızı kalpleri, sarı ayları veya yeşil goncaları bulamadım. | Open Subtitles | وضعت النجوم البيضاء التي أردتها لكنلمأعثر.. على أي قلوب حمراء ، أقمار صفراء ، أو برسيم أخضر |
Eğer isteseydim, onları sana yerini söylemeden önce alırdım. | Open Subtitles | إن أردتها كنت سآخذها قبل أن أخبرك بمكانها |
Hayır, ben sürpriz olmasını istediğimi söyledim, ve sen kabul ettin haklısın. | Open Subtitles | كلا، قلت بأنني أردتها أن تكون مفأجاة وأنت وافقت -أنت على حق |