| Phoebe, eğer benimle konuşmak istersen, Ben buradayım. | Open Subtitles | فيبي، إن أردتِ الحديث عن الأمر، فأنا بجانبكِ |
| Eğer bir şeyler içmek ya da konuşmak istersen, ...araman yeterli tamam mı, ve bununla ilgileneceğim. | Open Subtitles | إن أردتِ الخروج إلى حانة أو أردتِ الحديث فاتصلي بي. اتفقنا؟ |
| Benimle konuşmak istemişsin. | Open Subtitles | هل أردتِ الحديث معي ؟ |
| - Benimle konuşmak istemişsin. | Open Subtitles | هل أردتِ الحديث معي؟ |
| Benimle ne hakkında konuşmak istiyordun? | Open Subtitles | فيمَ أردتِ الحديث معي؟ |
| - Neyle ilgili konuşmak istiyordun? | Open Subtitles | ما الذي أردتِ الحديث عنه ؟ |
| Daha önce söylemiştim Patty, eğer konuşmak istiyorsan araman yeterli. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ باتي ، متى ما أردتِ الحديث اتصلي بي فقط |
| Ekibimden biriyle konuşmak istiyorsan benimle konuş. | Open Subtitles | إذا أردتِ الحديث مع أحد من فريقي فتحدثي إلي أولاً |
| Benimle konuşmak mı istedin? | Open Subtitles | هل أردتِ الحديث معى ؟ |
| Burada zaman sanki durmuş gibi gelir insana ama konuşmak istersen ben hep buralardayım. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا المكان قد ينهكك ولكن إن أردتِ الحديث... فأنا موجود من الجيّد معرفة ذلك |
| Bu konuda konuşmak istersen ya da başka bir şey hakkında... | Open Subtitles | ..إذا أردتِ الحديث ...أو أي شئ |
| Eğer konuşmak istersen. | Open Subtitles | إن أردتِ الحديث |
| - Tabii, elbette. Benimle konuşmak istersen anlarım. | Open Subtitles | إن أردتِ الحديث معي، أتفهم. |
| Eğer benimle Remington operasyonu hakkında konuşmak istiyorsan, benimle konuşuyor olmazsın. | Open Subtitles | لكن إن أردتِ الحديث عن عملية رمنغتون فأنتِ لا تخاطبينني |
| konuşmak mı istedin? | Open Subtitles | أردتِ الحديث ؟ |