"أردّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • açmam
        
    • Cevap
        
    • karşılık
        
    • karşılığını
        
    • ödemek
        
    Evet, güzel, üst katı görene kadar bekle. Üzgünüm, çocuklar. Bunu açmam lazım. Open Subtitles أجل، انتظر حتى ترى الطابق العلويّ معذرةً يا رفيقاي، عليّ أن أردّ على هذا
    Bunu açmam lazım. Open Subtitles يجب أن أردّ على هذا. بالتأكيد.
    Hemen Cevap vermezsem devriye gönderirler. Onlarla ne yapacağız? Open Subtitles إن لم أردّ قريباً، فسيرسلون دوريّة، فماذا نفعل بهم؟
    Onun aramalarına Cevap vermem ile içimdeki karanlık arasında ne bağ var anlayamadım. Open Subtitles لا أعرف كيف أردّ على اتصاله بهذه الظلمة التي بداخلي
    Sarhoşken cüretkarca bana geldin ama ben karşılık veremezdim. Open Subtitles أنتِ تثملي و تواصلي القدوم لي بجرآة، ولكن ليس الأمر وكأنني لا يمكنني أن أردّ على هذا
    Siz benim hayatımı kurtardınız. Şimdi bırakın ben de size karşılık olarak bir şey yapayım. Open Subtitles سيّدي، لقد أنقذتَ حياتي، فاسمح لي أردّ لكَ جزءاً من جميلكَ
    Hayır, bu dev beni öldürmeye çalıştı. İyiliğinin karşılığını vermeliyim. Open Subtitles لا، حاول هذا الغول قتلي ويجب أنْ أردّ له الصنيع
    Ne yaptığını bilmiyorum ama iyiliğinin karşılığını vermek isterim. Open Subtitles أنا لا أعرف عنك لكنّي أودّ أن أردّ عليك الجميل
    Öyleyse ona borcumu ödemek gibi şahsi bir zorunluluğum var. Open Subtitles هذا يعني أنه عليّ أن أردّ له عهداً شخصياً
    Bunu açmam lazım. Open Subtitles عليّ أن أردّ على هذا
    Affedersin, açmam gerek. Open Subtitles آسف، عليّ أن أردّ
    açmam lazım. Open Subtitles يجب أن أردّ على هذه المكالمة
    açmam lazım. Open Subtitles يجب أن أردّ
    Bunu açmam gerekiyor. Open Subtitles يجب أن أردّ.
    Güçlü olup telefona Cevap vermememi hatırlatıyor. Open Subtitles تذكّرني أن أبقى قويّاً ولا أردّ على اتّصالاتها. مرحباً.
    Telefona hiç Cevap vermemeliydim! Of, cidden! Open Subtitles من ناحية الرئيس يوبخني، ومن ناحية ما كان ينبغي أن أردّ عليها.
    Biri, her zamanki o öfke ve küçümsemeyle profilime ulaşırdı; ben de İncil ayetleri, pop kültür referansları ve gülen suratlardan oluşan bir karışımla Cevap verirdim. TED كان أحدهم يدخل على صفحتي بنفس الغضب والإزدراء المعتادين، كنت أردّ بمزيج من آيات الإنجيل، ومراجع من الثقافة الشعبية وأيقونات ضاحكة.
    Bu da benim öpüşmene karşılık veren ellerimi saçlarında gezdiren halim. Open Subtitles وهذه أنا أردّ لك القبلة، أعبر يدي من خلال شعرك.
    Şimdi bu iyiliğe karşılık verme şansına sahibim. Open Subtitles و الأن حانت فرصتيّ لكيّ أردّ لهُ الدين.
    Şimdi de ben bu iyiliğine karşılık verip sana bir tane ısmarlasam? . Open Subtitles صح ما رأيك أن أردّ لك الجميل؟
    Bugün birden çıkageldin ben de iyiliğinin karşılığını ödeyeyim istedim. Open Subtitles زرتني اليوم دون سابق إنذار، أردّ لك الجميل
    Beni bir çok defa kurtardın ve bunu karşılığını vermek isterim. Open Subtitles لقد أنقذتني أكثر من مرّة، وأحبّ أن أردّ لك المعروف.
    Bu şehir beni kucakladı. Onlara karşılığını vermeye çalışıyorum. Open Subtitles احتضنتني هذه المدينة، وأحاول أن أردّ لها جزءاً من الدّين
    Bunu sana geri ödemek için bir yol bulmalıyım. Open Subtitles عليّ أن أجد وسيلة أردّ بها جميلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more