bana gönderdiği güzel mesajı okumayı önemsemezdim. | TED | وأضطر أن أتجاهل قراءة هذا النص الجميل الذي أرسلته لي. |
April'in bana gönderdiği videoya bak. | Open Subtitles | أنظري لهذا الفيديو اللي أرسلته لي "أبريل" |
- Bana yolladığın videodan dolayı geldim. | Open Subtitles | جئت بسبب الفيديو الذي أرسلته لي |
Bana yolladığın e-mail. | Open Subtitles | البريد الإلكتروني الذي أرسلته لي |
Yakından tanıdığım tek parçan Bana gönderdiğin beyin MR'ın. | Open Subtitles | عندما عاينت صورو الرنين المغناطيسي الذي أرسلته لي عندها قلت |
Bana gönderdiğin çalışmaya bakıyordum. | Open Subtitles | "أنا أنظر إلى الجدول الذي أرسلته لي" |
Başardık! Bana gönderdin ve bende onu yedim! Takım çalışması işte bu! | Open Subtitles | لقد فعلناها ، لقد أرسلته لي مباشرة وأنا التهمته ، هذا هو العمل الجماعي |
İçeriye gönderdiğin paketlerin çok makbule geçtiğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أني اقدر لك كل ما أرسلته لي عندما كنت هناك |
Lexi'nin bana gönderdiği bir şey. Sen anlamazsın. | Open Subtitles | فقط ما أرسلته لي ليكسي لن تفهميه |
Yok, hayır, elimdeki tek ipucu... Vanessa'nın bana gönderdiği bu çek. | Open Subtitles | كلا كلا المفتاح الوحيد الذي املكه (هو هذا الشيك الذي أرسلته لي (فانيسا |
"Bana gönderdiğin kasetin tadını çıkarıyorum... | Open Subtitles | أنني أستمتع بالشريط الذي أرسلته لي ! |
Bunu bu yüzden bana gönderdin. | Open Subtitles | و لهذا أرسلته لي |
Sen gönderdin. O yüzden ben de giydim. | Open Subtitles | أرسلته لي لذا لبسته |
İçeriye gönderdiğin paketlerin çok makbule geçtiğini bilmeni istiyorum. Çok teşekkürler. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أني اقدر لك كل ما أرسلته لي عندما كنت هناك |