"أرسلتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• gönderdim
• yolladım
• attım
• göndermiştim
• haberdar
• yolluyorum
• yollamıştım
• gönderildim
• gönderiyorum
• gönderdiğim
• gönderdiler
• gönderdiğimi

Size birkaç mektup gönderdim ve telesekreterinize bazı mesajlar bıraktım.
أرسلتُ لكِ بعض الخطابات وتركت بعض الرسائل في الآلة المجيبة

Sahil güvenliği Dexter'ı araması için gönderdim. Balık tuttuğu yerde değilmiş.
أرسلتُ خفر السواحل للبحث عنه، لم يكن موجوداً في بقعة اصطياده

Asansör boşluklarına bakması için buraya buraya ve buraya adamlar gönderdim.
والآن أرسلتُ أشخاصاً ليلقوا نظرةً على فتحات المصاعد هنا.. وهنا وهنا

Kızı öldürmen için yolladım. Söylesene, nasıl öldürdün onu?
أرسلتُ البنتَ لكي تُقْتَللكَ أخبرْني كيف هَلْ قَتلتَها؟

Yolunu kaybetmiş olabileceğini düşünüp refakatçi yolladım.
إعتقدتُ بأنّك لَرُبَما نَسيتَ الطريق، لذا أرسلتُ فريقَ مرافقِ لَك.

Benim. Dinle, sana bir nakliyeden çalınmış bir cep telefonunun SIM numarasını gönderdim.
هذه أنا، إسمع، أرسلتُ إليك رقم وحدة تعريف لهاتف نقال من شحنة مسروقة.

10 ay önce, senin üssünü araması için gözlem birlikleri gönderdim.
قبل عشرة أشهر مضت ، أرسلتُ وحدات إستطلاع للبحث عن قاعدتك.

Delikanlıyı Amerika'ya gönderdim, bak ne olarak geri döndü.
أرسلتُ هذا الصبىّ إلى أميريكا. انظر كيف عاد إلىّ.

Tek Gözlü Zack ve Büyükanne Doktrin'in bir hikayesini bir dergiye gönderdim.
أرسلتُ قصّة زاك الأعور و مذهب جدّة إلى مجلّة

Yaptığım iş hakkında size bilgi gönderdim ve hemşire de bana bir görüşme ayarladı.
أرسلتُ معلوماتاً حول عملِي وممرضتِكَ عَملا تعيين لي.

Ama birini daha sulu mezara gönderdim. Ya da tam gönderemedim.
"مع ذلك، أرسلتُ جثّة أخرى إلى قبر مائيّ حسن، ليس تماماً"

Micheal'ı aşağıya B.T. ye gönderdim.
لقد أرسلتُ مايكل للأسفل من أجل التصوير الطبقي

Fotoyu araştırması için gönderdim. Bulamamışlar.
أرسلتُ مصوّرا إلى هناك للبحث عنه ، لا شيئ

Üç mesaj yolladım. Hiçbirine cevap vermedi.
أرسلتُ ه ثلاثة بياناتِ، كُلّ لا جواب لهم.

Ekibini aldın, belgelerini de yolladım.
لقد حصلتَ على وحدتِك كذلك أرسلتُ طلب ترقيتك إلى المحافظ لقد وفيت بوعدي

Konumunu hesapladım, yaklaşık bölgesine gemilerimi yolladım, ama bulamadılar.
حَسبتُ موقعَه، أرسلتُ سُفنَي إلى موقعِه التقريبيِ لكنهم لم يجدوه

Bir turnem daha var, eşyaları önceden yolladım.
حَصلتُ على الجولةِ الأخرى، لذا أرسلتُ مادتَي للأمام.

Oraya gittikten sonra ona mail attım ama cevap vermedi.
ثم أرسلتُ له رساله إلكترونيه بعد وصولي ولكنه لم يجبني

Ofisinize kimlik bilgilerini göndermiştim ama cesedini adli tıp götürdü.
أرسلتُ الهويّة إلى مكتبكم، لكن الطبيب الشرعي أخذ جثته بالفعل.

Beni haberdar et.
جيّد، يَبقيني أرسلتُ.

Yani, sadece bu titreşimi yolluyorum ve kişisel olarak farkettim ki kadınlar buna karşılık veriyorlar.
أعني , لقد أرسلتُ هذه المشاعر بالجو... ولقد وجدتُ شخصيًا أن النساء يستيجبونَ لذلك.

Oh evet, birisi kanlı mektup göndermesi için evine yollamıştım.
أوه نعم، أرسلتُ شخص ما لدفن رسالةَ دمِّ في بيتِه

Buraya, o insanlardan biri tarafından gönderildim.
وقد أرسلتُ إلى هنا من قبل واحد من أؤلئك الناس

Sana bir dosya gönderiyorum. Bunu MI-6'a sızdırmanı istiyorum.
لقد أرسلتُ لك ملف، أريدك أن تسربة من أجلي، للمخابرات البريطانية.

Acile gönderdiğim ilk kişi değilsin.
مونيكا: تَعْرفُ، أنت لَسْتَ الأولَ رجل أرسلتُ إلى الغرفةِ الطارئةِ.

Giyin. Seni bulayım diye gönderdiler beni. Bir ziyaretçi var.
ارتدِ ملابسك، أرسلتُ كي أبحثُ عنّك هناك زائر من أجلك

Pardon ama bu adamı size çarpması için benim gönderdiğimi mi söylüyorsunuz?
آسف، هل تقصد أنّني أرسلتُ هذا الرجل ليدهسك؟