Galeri zemininde bulduğumuz tüm kan domuzla yapılan gösteriden gelmemiş. | Open Subtitles | إتضح أنّ كلّ الدم على أرضيّة المعرض لم يأتِ من الأداء مع الخنازير |
Ayrıca, fotokopi odası zemininde ve eteğinde sperm bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا سائل منوي على أرضيّة غرفة التصوير وعلى تنورتها. |
Bu tuhaf böcek, orman zemininde yatıyor. | Open Subtitles | ظلّت هذه الحشرة الغريبة خاملة على أرضيّة الغابة |
Banyo zeminine çamaşır suyu dökmek benim de çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | وأنا كذلك استمتعتُ بسكب المبيّض على كامل أرضيّة الحمّام |
Hiç mutfağın zeminine bir kutu süt döküp de nasıl yayılıp ortalığı batırdığına şahit oldun mu? | Open Subtitles | هل أوقعت ربع غالون من الحليب من قبل؟ وشاهدتَه ينساب على كامل أرضيّة المطبخ، والفوضى التي يحدثها؟ |
İkinci kat zemini, tabii birinci kattaysan sen. | Open Subtitles | أرضيّة الطابق الثاني، إن كنتَ تقف في الطابق الأوّل. |
Kablolar zayıfladıkça döşeme ve korkuluklar eğilmeye ve sallanmaya başlamıştır. | Open Subtitles | متى تنقطع الكابلات، أرضيّة الجسر والأسوار سيبدآن في الاعوِجاج والتمايل. |
Diyelim ki hoş bir plajda tatildesiniz. Çok büyük bir Deprem olduğu ve sahile doğru ilerleyen bir tusunami olduğu haberi geliyor. | TED | إذن، أنت في اجازة على شاطئ ما لطيف، و يأتيك خبر وقوع هزّة أرضيّة هائلة و أنه هناك موجة تسونامي تتقدم ناحية الشاطئ. |
Ormanın zemininde mücadele ettiklerini hayal edebilirsiniz. | Open Subtitles | فقط يمكن أن تتخيّل المعانات بعيدًا على أرضيّة الغابة, |
Evet, barın zemininde sızdığın gece. | Open Subtitles | أجل، ليلة فقدانك الوعي على أرضيّة الحانة. |
Barın zemininde sızmış gibi yaptığın gece. | Open Subtitles | ليلة تظاهرك بفقدان الوعي على أرضيّة الحانة. |
Yani şimdi kurbanın, fotokopi odasının zemininde ve eteğinde sperm olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نعرف أنّ الضحيّة كانت على أرضيّة غرفة التصوير... وأنه كان هناك بقع من سائل منوي على الأرض، والآن على تنورتها؟ |
Ve farkettim ki eğer bu kadehi içersen elbisenin yatak odamın zemininde ve külodun benim, koleksiyonumda bitiverecek diye ödün bokuna karışıyor. | Open Subtitles | وأستطيعُ أن أعرف بأنّكِ ستكونين ... خائِفة لأّنكِ إذا تناولتِ كأس الخمر فسوف ينتهي ذلك اللّباس على أرضيّة غُرفتي. وبملابسك الدّاخليّة مع مجموعتي |
Ve farkettim ki eğer bu kadehi içersen elbisenin yatak odamın zemininde ve külodun benim, koleksiyonumda bitiverecek diye ödün bokuna karışıyor. | Open Subtitles | وأستطيعُ أن أعرف بأنّكِ ستكونين ... خائِفة لأّنكِ إذا تناولتِ كأس الخمر فسوف ينتهي ذلك اللّباس على أرضيّة غُرفتي. وبملابسك الدّاخليّة مع مجموعتي |
Geçen hafta bir saniyeliğine yanından uzaklaştım ve yeğenim bir torba unu mutfak zeminine döküverdi. | Open Subtitles | وفي الأسبوع الماضي ، إلتفتُّ لمدة ثانية واحدة و قام إبن أختي و بعثر كيس كامل به طحين على أرضيّة المطبخ |
Miranda ölmeden önce depo zeminine bir şey kazımış. | Open Subtitles | -قبل أن تموت (ميراندا )، لقد نحتت رسالة على أرضيّة المُستودع. |
Beni banyo zeminine bağlayan Garrett. | Open Subtitles | وجه (غاريت) نفسه الذي قيّدني على أرضيّة دورة المياه. |
Bu bileşenleri kullanarak ölüm zemini yaratacağım. | Open Subtitles | سأصنع بهذه المكوّنات أرضيّة قتل. |
- Bizim çatı katı mekanımızın artık bir zemini yokmuş. | Open Subtitles | -الآن موقع زفافنا العلوي لا يملك أرضيّة . |
döşeme aşağı çöker ve köprü Doğu Nehri'nin sularına gömülür. | Open Subtitles | أرضيّة الجسر ستتحرر وأرضيّة الطريق ستسقط إلى النهر الشرقي. |
Yatak odamda, komodinin altında. Çektiğinizde gevşek bir döşeme tahtası göreceksiniz. | Open Subtitles | قم بتحريكها، وستجد لوح أرضيّة مفكوك |
Yerler döşeme kaplı. | Open Subtitles | أرضيّة خشبيّة. |
Deprem olmuşa benziyor. Komşuları korkutmamışızdır umarım. | Open Subtitles | حسنا، يبدو أنّ رجة أرضيّة قد ضربت، آمل أنّنا لم نزعج الجيران |