"أرض الواقع" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçek
        
    • büyük çaplıdır
        
    • yeryüzünde
        
    Bütün bir dijital bilgi katmanını gerçek dünyaya koymaya başlayacağız. TED سنبدأ بوضع طبقة كاملة من المعلومات الرقمية على أرض الواقع.
    Resmi politikalar ve gerçek hayat konusunda, arada uçurumlar olduğunu fark ettik. TED ثم اكتشفنا أن هنالك ثغرة كبيرة عندما يتعلق الأمر بين السياسات الرسمية والحقيقة على أرض الواقع
    Acayip fikirleri deneyebileceğim ve sonra onları test etmek için gerçek dünyaya geri götürebileceğim bir ruhsal alan yaratarak öğrenebilirdim. TED وبخلقي لفضاء ذهني حيث يمكنني استكشاف أفكار جريئة ثم تطبيقها على أرض الواقع لاختبارها، كنت أتعلم.
    Demokrasi kültürün avukatlığını yapan fikirler ve anlatılar, liderler ve semboller yok yeryüzünde. TED ليس هناك أفكار وخبرات خاصة وقادة ورموز تدْعم ثقافة الديمقراطية في أرض الواقع .
    Hayır çünkü gerçek dünyada yürütücü işleve şekil ve renkleri ayırmaktan çok daha fazlası için ihtiyacı olacak. TED لا، لأنها بحاجة إلى استعمال الوظيفة التنفيذية على أرض الواقع لتتمكن من إنجاز ما يتعدى التبديل بين الشكل واللون.
    gerçek televizyonda görünen şeyin ne kadar gerçek olduğuna zorla inanmak hayret vericiydi. TED من المذهل أن رؤية الأمر أكثر صعوبة على أرض الواقع من التلفاز
    gerçek içinde yaşaması gereken zavallı babacığın. Open Subtitles نعم,والدِك المسكين, مجبر أن يعيش على أرض الواقع.
    Yarın kesir ve beden eğitimi bilginizi gerçek hayatta uygulamayı öğreneceksiniz. Open Subtitles غداً ستتعلمون على أرض الواقع وتسخّرون معرفتكم بالكسور والرياضة في مواقف حقيقية
    Görüyorsun ya, Amerika'da bir gerçeği gerçek olarak kabul etmeden önce araştırmayı öğreniriz. Open Subtitles كما تعلم , في أمريكا تعلمنا أن نُدقق و نتحرى عن الحقائق قبل أن تُصبح احداثاً على أرض الواقع
    Görüyorsun ya, Amerika'da bir gerçeği gerçek olarak kabul etmeden önce araştırmayı öğreniriz. Open Subtitles كما تعلم , في أمريكا تعلمنا أن نُدقق و نتحرى عن الحقائق قبل أن تُصبح احداثاً على أرض الواقع
    Ukalalık yapma. gerçek hayatta k. çını tekmeleyebilirim. Open Subtitles لا تغترّ أيّها المغفّل، أستطيع سحقك على أرض الواقع
    Ona gerçek hayatta da, çirkin kardeşi oynadığını göstermiş olursun işte. Open Subtitles وتريه كفائتك في لعب الأخ القبيح على أرض الواقع
    gerçek hırsızlık sırasında çuvallamamı istemiyorlar. Open Subtitles هم فقط لا يريدون مني أن اخطئ عندما نسرق على أرض الواقع
    gerçek hayatta yığınla izlenemez kuvvet iş başındadır. Open Subtitles ولكن يوجد العديد من القوى التي لا يمكن أن تتعقب أثرها في عملك على أرض الواقع.
    gerçek dünya deneyimi insanlar arıyoruz biz, ...kürsüden gelme cüppeli kimseler değil. Open Subtitles نحن نبحث عن أشخاص ذوي خبرات على أرض الواقع وليس مجرّد محامين عاديين
    Sahte kimlikle sahte kağıt satarsın gerçek dünyaya geri döndüğünde... gerçek hayatında ne yaptığını hiç kimse hayal bile edemez. Open Subtitles وستتظاهر ببيع الورق، وسوف تدير العالم بطريقة لا يتخيل أحد وجودها على أرض الواقع
    Bunların haricinde değil, bunlara ek olarak, yeryüzünde demokrasinin gerçekten talep edilmesinin propagandası. TED ليس فقط القصور على هذه الأشياء ، لكن نضيف إليهم ، نشر الوعى بالحوجة الحقيقية للديمقراطية على أرض الواقع .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more