"أرعى" - Translation from Arabic to Turkish

• göz kulak
• bakıyordum
• bakıcılık
• bakmam
• bakıcılığı
• sponsor
• bakabilirim
• bakımı
• kınından

Kendini yeterince iyi anlattı. Oğluna göz kulak olmam gerekiyor.
قال وجهة نظره بكل وضوح انا يجب ان أرعى إبنه

Çocuk bakıyordum. Çocuğu kucağımdan aldı ve oynaması için bir oyuncak ve birkaç sigara verdi.
كنت حينها أرعى رضيعي فأنتزع الطفل من حجري ومنحه لعبة وبعض السجائر ليلهو بها

Tekerlekli sandalyedeki bir piliçe bakıcılık yapmamı mı istiyorsun?
هل تريدني أن أرعى طفل في كرسي المعوقين ؟

Hey dostum, anneme bakmam lazım.
مهلا ، يا رجل يجب أن أرعى والدتي

20 yaşlarında... Lisede tek yapabileceğim çocuk bakıcılığı yapmaktı.
وعمرى 20 سنة استطعت أن أرعى طفلاً بالمدرسة العليا.

Bir sonraki yardım derneği işletmene sponsor olmama ne dersin?
أيمكنني أن أرعى سباقك الخيري القادم؟

Diğer çocuklarla şimdi ilgilenemem. Bir tek Annie'ye bakabilirim!
لن أستطيع رعاية هؤلاء الأطفال الأن، أستطيع فقط أن أرعى أنى

Öldüğünde size göz kulak olmamı istedi. Ona cemaatime göz kulak olduğumu söyledim.
طلبت منّي أن أرعاكَ بعد مماتها، فأخبرتُها بأنّني أرعى رعيّتي كافّة

En sevdiğim yeğenime göz kulak oluyorum. Kimsenin, boğazına bir ok saplamadığından emin oluyorum.
أنا أرعى ابن أخى المفضل وأتأكد من أن لا أحد أصابك بسهم فى حلقك

Şimdi de benim işim aileme göz kulak olmak çünkü başka kimse onlara göz kulak olmayacak.
ومهمتي الآن بأن أرعى عائلتي لأن لا أحد سيفعل ذلك.

Bir keresinde tarlada ineklerime bakıyordum.
مرة عندما كنت في المرعى أرعى أبقاري

Çocuklara bakıyordum.
كنت أرعى الأطفال

Sadece Sandra çocuk odasını hazırlarken ben de bebeğe bakıyordum.
كنت أرعى الطفلة بينما تعد (ساندرا) غرفتها

Zamanımı muhtemelen karanlık maddenin bezlerindeki şey olduğunu sanan bir grup yüksek lisans öğrencisine bakıcılık yaparak geçireceğime inanamıyorum.
لا اصدق أنه يجب أن أضيع وقتي أرعى مجموعة من الطلاب الخريجين الذين يعتقدون أن المادة الداكنة هي المتواجدة في حفاظاتهم.

38 yaşında, hüküm giymiş bir katile bakıcılık yapmayı değil.
لن أرعى قاتلاً يبلغ من العمر ثمانية وثلاثون عاماً.

Babama bakmam gerekiyordu.
كان عليّ أن أرعى أبي.

İnsanlarıma bakmam lazım.
عليّ أن أرعى قومي.

sanırım böylece kaplumbağa yumurtalarına bebek bakıcılığı yapabiliyorum.
أظن أنّ بوسعي أن أرعى بيض أطفال السّلاحف...

-Kusura bakmayın. Unutmuşum. Hava bakıcılığı yap...
أوه آسفة ، لقد نسيت ، من المفترض أن أرعى...

Silaha karşı para etkinliğine sponsor olmak istiyorum.
أردت أن أرعى حدث مال مقابل أسلحة.

Hastalara bakabilirim ama hastalık bana asla dokunamaz.
بأمكاني أن أرعى المرضى ولكن لايمكن للمرض المساس بي

Hanım ölmeden önce onun bakımı için geceleri pek uyumamaya alıştım.
اكتسبتُ هذه العادة عندما كنتُ أرعى زوجتي.. قبل أن تتوفى.

Kutlu Baba, kınından çekilmiş bir kılıçla karımı ve oğlumu koru.
أبي، أرعى زوجتي وأبني بسيف قوى