"أريد أن أريه" - Translation from Arabic to Turkish

• göstermek istediğim
• göstermek istiyorum
• göstermeliyim
• kanıtlamam gereken

Ona göstermek istediğim bir kitabım vardı.
كان لدي هذا الكتاب كنت أريد أن أريه إياه

göstermek istediğim şey iki yüz yıl önce buraya kaleyle birlikte yapılmış.
ما أريد أن أريه لك هو شيئاً ما جاء مع القلعة هنا منذ قرنين مضوا

Sana göstermek istediğim bir şey var. Neden beni hiç bulmaya çalışmadığını merak etmiştim.
لدي شيء أريد أن أريه لك تسائلت دائماً لم كانت ترعاني

Ona, pazarlama stajyerliği hakkında bir makale göstermek istiyorum.
أريد أن أريه مقالة عندي هنا عن امتياز التسويق، أترى هذه؟

Çünkü sabahtan bunu Bölge Müdürü'ne göstermek istiyorum.
هل تمانعين إذا أخذتيه معكِ للمنزل لتنهيه ، لأنني أريد أن أريه للعضو المنتدب في الصباح؟

Bunu ona göstermeliyim. Onunla konuşmam gerek. Bırakın beni!
أريد أن أريه هذا أريد التكلم معه، أتركني

Peki ya bu dünyaya kanıtlamam gereken bir şey değilse?
وماذا لو أنه كان شيئا أريد أن أريه للعالم؟

Ama sana göstermek istediğim bir şey daha var.
لكن يوجد شيء آخر أريد أن أريه لك

Ayağa kalk. Sana göstermek istediğim bir şey var.
استيقظ هناك شىء أريد أن أريه لك

Sana göstermek istediğim bir şey var. Bu bir sürpriz. Dur, dur, üzgünüm.
لدي شيء أريد أن أريه لك انه مفاجأة

göstermek istediğim birşey var.
لدي شىء أريد أن أريه لكم.

Sana göstermek istediğim bir şey var.
هناك شيئاً أريد أن أريه لك

Sana göstermek istediğim bir yer var.
هناكـ مكان أريد أن أريه لكـ

Sana göstermek istediğim çok daha güzel bir şey var.
لدي شئ أفضل أريد أن أريه لك

Sana göstermek istediğim bir şeyler var.
هناك شيء أريد أن أريه لك

Sana göstermek istediğim bir şey var.
هناك شيء أريد أن أريه لك

Gurur duyabileceği biri olduğumu göstermek istiyorum.
أريد أن أريه أنّني أستطيع أن أكون شخصاً يمكنه أن يفتخر بي

Bir yer buldum ve sana göstermek istiyorum.
هناك مكان قد وجدته أريد أن أريه لكِ

Önce sana bir şey göstermek istiyorum.
لدىّ شىء أريد أن أريه لك أولاً.

Dan, o pis Çinliyi büroma getir. Onu Bay Hearst'a göstermek istiyorum.
(دان)، أحضر إلى مكتبي ذاك المهاجر الصيني أريد أن أريه للسيد (هيرست)

Bakar mısınız hanımefendi? Size bir şey göstermeliyim.
المعذرة، سيدتي .لدي شيء أريد أن أريه لكِ

Ya kendime kanıtlamam gereken bir şeyse?
ماذا لو أنه شيئ أريد أن أريه لي؟