ve dedim ki, ben de akıllı makineler yapmak istiyorum, ama bunun için önce beynin nasıl çalıştığını araştıracağım. | TED | وقلت: حسنا، أنا أريد بناء آلات ذكية أيضاً, لكن الطريقة التي أريد القيام بذلك هو عن طريق دراسة كيفية عمل الدماغ أولا. |
İnsanlık adına iyi bir şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد القيام بشيء هام من أجل الإنسانية من أجل عالم أفضل |
- Hayır, yeterince ağır değil. - Ben de yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لا، هو ليس ثقيل بما فيه الكفايه أريد القيام بهذا |
Ama annemim bilmediği bir şey vardı: hayatımı son derece sıkıcı buluyordum ve yapmak istediğim en son şey kendim hakkında yazmaktı. | TED | والذي لم تكن تعلمه هو اعتقادي أن حياتي كانت شديدة الملل, وأن آخر ماكنت أريد القيام به كان أن أكتب عن نفسي. |
Şimdi, ölmeden önce yapmak istediğim şeylerin listesini yaptım ve sende bana yardım edeceksin çünkü bu senin hatan. | Open Subtitles | لقد صنعت قائمة بالأشياء التي أريد القيام بها قبل أن أموت و يجب عليك مساعدتي لأن هذا كله خطأك |
Kendimden nefret ediyorum. Bunları yapmak istemiyorum ama elimde değil. | Open Subtitles | إننى لا أريد القيام بها و لكنى لا أستطيع |
Değişiklikler yapmak istiyorum ama onun ofisi ıvır zıvırla dolmuş. | Open Subtitles | أريد القيام ببعض التغييرات، لكن مكتبه مليء بالمهملات. |
Kovan adına üzerime düşeni yapmak istiyorum ama onların istediği şekilde yapamam. | Open Subtitles | أريد القيام بواجبي تجاه الخلية، ولكن لا يمكنني القيام بذلك بالطريقة التي يريدونها |
Bunun yerine daha havalı bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | بينما ما أريد القيام به فعلاً أروع من ذلك بكثير |
Onlar için güzel bir şey yapmak istiyorum ve düşündüm ki belki de onlara bir pasta yapmalıyım. | Open Subtitles | أريد القيام بشئ لطيف لهما وقدفكّرت.. ربما عليّ أن أخبز لهم كعكة |
Hayatımla ilgili olumlu şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم, أظن, بشكل عام أنا فقط أريد القيام بأمر إيجابي في حياتي |
Tam aksine ben ikimizin de menfaatine olacak şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | على العكس من ذلك... هناك شيء أريد القيام به لمصلحتنا المتبادلة. |
Dinle beni eski yöntemlerle takas yapmak istiyorum. | Open Subtitles | الآن أنصت إلي جيدًا أريد القيام بمقايضة على الطريقة القديمة |
yapmak istediğim şey, aslında, size bunu gerçekte olduğu gibi muhteşem 3D haliyle sunabilmek. | TED | ما أريد القيام به هو أن أقدمه ثلاثي الأبعاد كما هو في الواقع. |
yapmak istediğim şey bilgisayar, zeka ve interneti bir parçamız haline getirmek. | TED | ما أريد القيام به هو أنني أريد أن أنسج الحوسبة، الذكاء والانترنت كجزء منا. |
Şimdi, yapmak istediğim: Şu ortadaki 9 tane yüzeyi arkasına bir filtre koyarak sarı ışıkla aydınlatacağım. | TED | والآن الذي أريد القيام به حقاً هو أنني سوف أضع تسعة أسطح هنا تحت إضاءة صفراء ببساطة عن طريق وضع فلتر خلفهم |
Bu işi daha fazla yapmak istemiyorum Tamam mı? | Open Subtitles | من رأيت؟ لا أريد القيام بهذا بعد الآن ، حسنا؟ |
Bunu daha fazla yapmak istemiyorum, tatlım. | Open Subtitles | لا أريد القيام بذلك بعد الآن يا عزيزتي. لا أستطيع. |
Eğer bunu bilmiyorsan bu işi seninle yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت لا تعرف فأنا لا أريد القيام بذلك معك. |
Boxerlar'ın şefine onunla iş yapmak istediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبر رئيس الملاكين أريد القيام بأعمال تجارية معه أريد شراء الرجل العجوز |
Arabada yeriz artık. Arazi araştırması yapmam gerek ve yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد القيام ببعض البحث، و أحتاج إلى مساعدتك. |
MRI ve CT taraması yaptırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد القيام بالفحص الرنيني وجهاز تخطط القلب |
Giriş müziğiyle başlayacağız, sonra baştan sona tüm şovu istiyorum. | Open Subtitles | و من ثم أريد القيام بالعرض من البداية وحتى النهاية |
Burada olanları anlamak için detaylı testler yapmalıyım. | Open Subtitles | لفهم ما حدث هنا، أريد القيام باختبارات موسعة، |
Aslında, bu kitap kulübünü yapmak istediğimden çok emin değilim. | Open Subtitles | في الواقع, انا لست واثقة من أني أريد القيام بنادي الكتاب هذا |