"أزلت" - Translation from Arabic to Turkish

• çıkardım
• temizledim
• sildim
• çıkardın
• çıkarttım
• kaldırdım
• çıkarabilir
• çıkarırsanız
• ağda
• aldırdım
• kaldırdın

Yarayı kuruttum, yabancı maddeyi çıkardım ölü dokuyu kestim ve antibiyotik doldurdum.
عالجت الجروح , أزلت الأجزاء الدخيلة وقطعت الأنسجة النخرية وملأته بالـمضادات الحيوية

Zamanlama çipimi çıkardım ve yetkililere vermek üzere elimde tuttum.
أزلت شريحة التوقيت وسلّمتها لأحد المسؤولين عن السباق.

Sonra da kontraktür olmaması için epey bir yara dokusu temizledim.
وبعدها أزلت الكثير من النسيج المتندب لكي لا تكون هناك تقلصات.

Hiçbir yanlış yok. Sadece onu buraya getiren acı durumu hafızasından sildim o kadar.
ليس بها خطب، فقط أزلت البؤس الذي جلبها لهنا، ذلك كل ما في الأمر

Tanrı'ya şükür beni dinledin de arabaları çıkardın.
الحمد لله أنك استمعت لي و أزلت السيارات

Derevko'nun üstünde dinleme cihazı ararlar diye onu çıkarttım.
أزلت الأداة الأصلية في الحالة دريفكو كنست للبقّ.

Kemikteki dokuyu kaldırdım ve bir mantar buldum. Tuhaf değil.
.ــ أزلت الأنسجة من العظام ووجدت فطر ــ ليس غريبا

Acaba benim için gözlüğünüzü çıkarabilir misiniz?
أتمانع لو أزلت نظاراتك من أجلي؟

Çıkarabildiğim tüm şarapnel parçalarını çıkardım ama yine de bir parça kaldı, ve o da iki kalp kulakçığının arasına doğru ilerliyor.
أزلت كل الشظايا التي استطعت إزالتها ولكن ما زال هناك الكثير وهي في طريقها للحاجز الأذيني في قلبك

Bu da 5 düğmeliydi, ama bir düğmeyi çıkardım.
هذه الكنزة كانت بخمسة ازرار لكني أزلت زراً

Mermi kovanlardaki barutu uzun yıllar önce çıkardım.
لقد أزلت البارود من تلك الرصاصات منذ سنواتٍ عدّة.

Küçük bir servet kazanmana yardım edip diş tellerimi bilhassa bir hafta önce çıkardım da ondan.
لأنني ساعدتك في الحصول على ثروة صغيرة ولأنني أزلت تقويم أسناني قبل اسبوع بشكل متعمد

Fakat ben senin hatalarını temizledim Ve onlardan dolayı seni affettim
و لكنى أزلت أخطائكِ و سامحتكِ عليها كلها

Hey, Hadi ama, koltuğun üstündeki bütün çöpleri temizledim.
ــ أفترض هذا تعالا، أزلت الأغراض كلها عن الأريكة

Kanatlarındaki lastik izlerini temizledim ama kafası sabit durmuyor.
لقد أزلت آثار عجلات السياراة من على أجنحتها، ولكن لم أستطع أن أجعل الرأس يستقر في مكانه.

Raporundaki ifadeyi sildim.
لا يمكننا مراقبة كبار الدولة لقد أزلت هذه المداخلة من تقريرك

Ameliyata girdim. Yemin elimde yazılıydı. Yeminlerimi sildim!
لقد اشتركت و الوعود كانت على يدي أنا أزلت وعودي

söyle bana, kimin için kıyafetlerini çıkardın?
أخبرني من أنت أزلت ملابسك منه؟

Ama dışarı çıktığımızda, alkol testini yapabilmek için kelepçeleri çıkarttım.
لكن عندما جلبته بالخارج أزلت الأصفاد حتى أتمكن من إجراء الاختبار

"Bir kiremiti kaldırdım ve olan biten ne varsa gözlerimin önündeydi."
أزلت جزءاً من قرميد السقف وإستطعت أن أرى كلّ شيء كان يحدث ، هناك أمامى تماماً

Maskeni çıkarabilir misin?
هلاّ أزلت القناع؟

Ana kontrol kristalini çıkarırsanız, enerji dağılımını ayarlayan birşey kalmaz.
أذا أزلت بلورة التحكم الرئيسية لا شيء سينظم توزيع الطاقة

Akşam evde bacaklarıma ağda yaptım. Nasıl gitti?
لقد أزلت شعر قدميّ بالشمع لليلة الأمس - كيف كان ذلك؟

Evet, duş aldırdım, giydirdim hatta sandviçinin kenarlarını bile bizzat kopardım.
أجل، مستحمًّا متأنّقًا، حتّى أنّي أزلت قشرة الخبز عن شطيرته بنفسي.

Benim için büyük bir tehditi ortadan kaldırdın Sana nasıl ödüllendireyim?
قد أزلت خطرًا كبيرًا علىِ