"أسئلتهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorularına
        
    • soruları
        
    • sorulara
        
    • Sordukları
        
    • soru sorarlar
        
    • sorularını
        
    Onların durumun ne kadar kötü olduğuna, iyileşebileceğime ilişkin sorularına nasıl cevap verecektim, cevabını kendim bile bilmezken. TED كيف سأجيب على أسئلتهم عن مدى سوء الأمر ولو كنت سأصبح بخير، في حين أنني لم أكن أعلم.
    Delphi, dünyanın her yerinden insanların tanrılarla direk olarak konuşmak için ziyaret ettiği, sorularına cevap aradıkları bir Yunan mabedidir. Open Subtitles دلفى مكان مقدس يحج إليه الناس من كل صوب و حدب ليتقربوا إلى الإله ليبحثوا عن إجابات على أسئلتهم
    Seni teste sokuyorlar ve bu testi geçeceksin ama önce onların sorularına cevap vermen gerek ...ve doğru cevapları vermen gerek, tüm duygularını dışarıda bırak, tamam mı? Open Subtitles انهم يضعونك داخل الأختبار وأنت ستتجاوز الأختبار ولكن عليك أن تجيب على أسئلتهم
    soruları, konuşmak için bana alan verdi ama aynı zamanda bana, onlara soru sorma ve cevaplarını samimiyetle dinleme iznini de verdi. TED منحتني أسئلتهم مجالاً لأتحدث، لكنهم أيضاً سمحوا لي بأن أسألهم وأن أنصت فعلاً لأجوبتهم.
    Bu eş bulma sitesine tüm hayati bilgilerini verdik soruları senin yanıtlayacağın şekilde yanıtladık ve sana bir eş buldular. Open Subtitles لكننا وضعنا كل معلوماتك المهمة في موقع تدبير المواعيد ذاك و أجبنا كل أسئلتهم تماما كما كنتَ ستفعل
    Çünkü 11 Eylül Komisyonu bize sorular sormak istiyor, bu yüzden buluşuyoruz, ve ben de onlarla görüşüp bu sorulara cevap vermek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لأن 9/11 لجنة تُريدُ أن نوجه لنا أسئلةَ، و لِهذا نحن نَجتمعُ، و أنا أنظر قدما ً للقائهم و الإجابةُ على أسئلتهم
    Sanırım kime karşı çılgınca davrandığına dikkat etmelisin. Sordukları şeyler, senin de tahmin edeceğin gibi-- Open Subtitles إحذري لمن تظهري جنونك أسئلتهم كانت حول ما تتوقعينه
    Ve ne kadar güvende hissederlerse, o kadar az soru sorarlar, değil mi, Gill? Open Subtitles وكلما زاد شعورهم بالأمان كلما قلت أسئلتهم أليس صحيحاً، (غيل)؟
    E-posta gelirse, yolculuğa çıktığımı yaz. Salı günü sorularını yanıtlarım. Open Subtitles لو وصلت أي رسائل بريد أليكتروني ، قولي أنني في رحلة استكشافية وسأرد على أسئلتهم يوم الخميس
    O zaman sorularına ordumla cevap vermek zorunda kalırım. Open Subtitles بعدها سأكون مضطراً للإجابة على أسئلتهم مع جيشّي
    Sevimli davran ve sorularına cevap ver. Open Subtitles كوني فاتنة و أجيبي على أسئلتهم.
    Onların sorularına cevap vermek zorundaydın. Open Subtitles كنت ملزمة بالإجابة على أسئلتهم
    Ben sadece sorularına cevap verdim onlar da takip ettiler. Open Subtitles كنت أجيب عن أسئلتهم فاستنتجوا ذلك
    Sen git sorularına cevap ver. Open Subtitles الآن، إذهبي للإجابة على أسئلتهم.
    Bütün sorularına cevap vermek zorundayım. Open Subtitles ويتوجّب عليّ الإجابة على جميع أسئلتهم
    Daha soruları bile sormadan cevapları ağızlarına tıkıyorsun. Open Subtitles أنت ترد على كل سؤال من أسئلتهم عندما يطرحونها
    Valilere söyleyin, tüm soruları cevaplayacağım. - Tamam efendim. Open Subtitles أخبرِ المحافظين بأنني سأجيب على كل أسئلتهم
    Valilere söyleyin, tüm soruları cevaplayacağım. Open Subtitles أخبرِ المحافظين بأنني سأجيب على كل أسئلتهم
    Bunlar onların cevaplanması gereken soruları. Open Subtitles . هذه هي أسئلتهم . تحتاج إلى إجابات
    - soruları cevapladın mı? Open Subtitles ـ هل قُمت بالإجابة على أسئلتهم ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more