"أساعده" - Translation from Arabic to Turkish

• yardım
• yardımcı
• yardıma
• izin

Özellikle bir tanesi çok iyi. İlk günlerinde ona yardım etmiştim.
واحد بالتحديد هو الذى أفكر فيه كنت أساعده فى أيامه الأولى

Ama sonra, ona ben yardım etmeseydim, kim ederdi diye düşünüyorum.
أنت تعلم,لكن حينها فكرت في أنني لو لم أساعده فمن سيفعل؟

Ama o uzun zaman önceydi dediğim gibi ona yardım etmiyorum.
أجل، لكن ذلك كان منذ ردح طويل، وكما قلتُ، لستُ أساعده.

Bana dedi ki onu bulmasına yardım etmezsem her şeyi sana söyler ve tüm kasabaya yayar seni küçük düşürürmüş.
وكان يحاول العثور عليه وأخبرني أنه إن لم أساعده فسيخبرك بكل هذا وأنه سينشر ذلك في أنحاء البلدة وأنه سيُذلكَ

- Neden? O seni öldürmek yardımcı olabilir düşünüyor çünkü.
لأنه اعتقد أنني أستطيع أن أساعده بقتلكم ، لهذا السبب

Ben sadece uyumasına yardım ettim, tatlım. Bir şeyi yok.
لقد إضطررت لأن أساعده في النوم يا عزيزتي، هو بخير

Ona sorduğum ilk sorulardan birisi gerçekleştirmekten vazgeçtiği hayallerin ne olduğu ve ona nasıl yardım edebileceğimdi.
كان من ضمن أول الأسئلة التي أسأله لها عن ما تبقى له من أحلام لتحقيقها، وكيف يمكنني أن أساعده لتحقيقها.

Kuvvetimi geri kazandığım zaman, Ona yardım etmek için yatağımdan çıkacağım.
حالما أستعيد قوتي، سأخرج من فراشي و أساعده

Oğlum Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde, ona yardım ettiğimi hissediyorum.
فأبنى فى القوات الجويه الملكيه وبعملى هذا أشعر أننى أساعده

Bazen bir şeyler düşünerek devam etmesine yardım ederim.
أحيانًا أساعده في ذلك من خلال التفكير في أشياء محددة

Birinin yardıma ihtiyacı varsa yardım edilmelidir diye düşünürüm hep.
علّموني دومًا لمّا يكون هناك شخصًا بحاجة للمساعدة، أساعده.

Yaralanmasından sonra, ona yardım etmek için geldim.
وبعد أن أصيب فى الحلبة جئت إلى هنا كى أساعده

İçinizden yerini bilen varsa bana söylemelisiniz, çünkü ona yardım edebilirim.
إن أحدا منكم يعلم أين الأب تومازينو عليكم إخبارى فأنا أعلم كيف أساعده.

Kimseye bahsetmek istemediği bir iş görüşmesine hazırlanmasına yardım ediyorum.
أني أساعده للتحضير لمقابلة عمل لا يريد أن يعلم بشأنها أحد

yardım edeyim. Pudra şekerini hep fazla kaçırıyor.
سوف أساعده , إنها دائماً يفرط في المساحيق

Hayır, ben onu öpmedim. Lenslerini aramasına yardım ediyordum.
لا، لم أقبله أثناء قدومه، لقد كنت أساعده لإيجاد عدساته اللاصقة

Ve ailem, onun kimya ödevine yardım ettiğimi sanırdı.
و قد ظن أهلي أني أساعده في حل واجب الكيمياء

Ölüyor ve... oğlunu bulmam için... benden yardım istedi.
إنه على وشك الموت و هو مريض و لقد طلب أن أساعده في العثور على ابنه

Evet, ruh tahtasına bir mesaj daha geldi. yardım etmeliyim.
أجل، لقد وصلني نداء آخر في اللوحة الروحانية، يجب أن أساعده

Lana, zaten elinde olan bir şeyi bulmasına yardımcı olmamda ısrar etti.
لانا، لقد أصر أن أساعده على العثور على درع كريبتوني يمتلكه فعلاً

"...ona hayal bile edemeyeceği şekillerde yardımcı olacağım."
و سوف أساعده بوسائل لم يكن يحلم بها و الإفطار أعقبه غداء

yardım ediyordum. Dibe vurmasına izin vererek.
كنتُ أساعده بالسماح له بالوصل إلى أدنى نقطة.