Doktor isimleri, hastaların sigorta numaraları, şu ufak girişimine dair her ayrıntıyı. | Open Subtitles | كل أسامي أطبائك. كل أرقام مرضاك. كل التفاصيل الدقيقة عن مشروعك الصغير. |
İlaç olmadan, Ross'un beyninde kadın isimleri yer değiştiriyor. | Open Subtitles | اذا لم يأخذه فإن أسامي النساء في عقله قابلة للتغيير |
Bize haklılığını kanıtlayacak bir bilgi belli isimler vermedi ki. | Open Subtitles | لم تعطينا أسامي محددة, لا معلومات لتثبت مصداقيتها. |
Halkım bu topraklara çeşitli isimler takmıştı ama beyaz adama göre tek bir adı vardı: | Open Subtitles | هذه الأرض شعبي يطلقون عليها عدة أسامي لكن الأشخاص البيض يدعونها بـ |
Ona ünlü basket oyuncularının pozisyonlarını ve isimlerini öğretmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول أن يعلمها أسامي لاعبي كرة السلة المشاهير وأماكن لعبهم وكل شيء عنهم |
Ölü Önderlerin isimlerini bilmek için sanırım bir Önder olmak şart. | Open Subtitles | أظن لتعرفي أسامي القادة الموتى، فعليّك أن تكوني قائدة فعليًّا |
Bana istediğiniz ismi takabilirsiniz, ama ben yerimden eminim. | Open Subtitles | يمكنكِ ان تطلقي عليّ ايه أسامي تريدها ولكنني واثق من قوه موقفي |
Bize çıplakken mekik çektirip, utanç verici takma adlar takıp, gözlerimizi bağlayıp bizi bir kibrit ve tırnak makasıyla ormanda bırakmanız gerekiyordu. | Open Subtitles | يارجل يجب أن تدفعنا وتعاقبنا تعطيني أسامي مذله ضع علينا عصابه عين واتركنا في الغابة |
Hakimin karşısına tekrar çıktığında canlarına okuyup isimleri alacakmış, tamam? | Open Subtitles | في المرة القادمه أمام القاضي ستعمل جدياً و تذكر أسامي, حسناً |
İncil'de geçen isimleri severim. | Open Subtitles | أحب أسامي الأنبياء عليهم السلام |
Yatların isimleri Lucky Myra, Age of Aquarius II. | Open Subtitles | إنها أسامي يخوت، "مايرا المحظوظة، عصر الدلو الثاني" |
Jack Kevorkian'ın yardımıyla ölen onlarca kişinin isimleri mesaj vermek için mahkeme bahçesine konuldu, | Open Subtitles | أسامي الضحايا الذين ماتوا بسبب (جاك كفوركيان) تم وضعها خارج المحكمة لإثبات وجهة نظر المحتجين |
Fotoğrafları, isimleri. | Open Subtitles | صور وعليها أسامي الأشخاص |
Arkasında büyük isimler, büyük paralar vardı. Şartlar olgunlaşmıştı. | Open Subtitles | . أسامي كبيرة ، مال كثير خلفه . الظروف كانت مناسبة |
Yapmak zorunda olduğum şey, bacak kaslarımın gelişmesine yardımcı olmak için o farklı renklerdeki kalın elastik bantlarla sayısız defa aynı egzersizleri tekrarlamaktı. Ve o bantlardan herşeyden çok nefret ediyordum. Onlardan nefret ederdim, isimler takardım. | TED | فكان على أن أقوم تمارين مكثفة باستخدام مطاطات عريضة بألوان مختلفة لتقوية عضلات رجلي وكنت أكره هذه المطاطات أكثر من كل شيء كرهتهن, أطلقت عليهن أسامي. |
Grubumdakilerin isimlerini bilmem gerek, adın ne? | Open Subtitles | أود معرفة أسامي فرقتي، ما أسمك؟ |
Yapacağımız şey, Monica Craig'in gömülü olduğu yeri bilen herkesin isimlerini bulmak. | Open Subtitles | هو الحصول على أسامي{\pos(192,210)} (كل من علِم مكان دفن(مونيكا كريغ |
Yıllar içinde grubun bir kaç tane farklı ismi oldu. | Open Subtitles | كان للفرقة بضعة أسامي مختلفة على مدار السنين. |
Hristiyan ismi kullansak ne çıkar ya kuzum. Laurence desen olur. | Open Subtitles | لا، يمكننا استخدام أسامي مسيحية يا صديقي العزيز (لورانس) جيد |
Biz insanlar gibi adlar almayız. Kimi bunun bir insan hakları ihlali olmasından korkuyor. Biliyorum! | Open Subtitles | لا يحق لنا الحصول على أسامي آدمية، يشعرون بإختراق ضد حقوقهم أعرف عن هذا لكن يا رجل ... |