İki hafta önce metresinin yanından dönerken yolda geçirdiği trafik kazasında öldü. | Open Subtitles | مات في حادث سيارة قبل أسبوعين في طريق عودته من عند عشيقته. |
Bir şüpheli çete muhbiri merc'd var iki hafta önce aynı noktada. | Open Subtitles | عضو عصابةٍ مشكوكٌ بأمره قد تم قتله قبل أسبوعين في نفس المكان |
Bu iki hafta once CCP Coventry de, Bentley icin parca ureten yer ve | TED | هذه قبل أسبوعين في سي سي بي والذي يصنع قطع لسيارات بنتلي |
Matematiği lise sonda iki hafta dışında hep sevdim. | TED | لطالما أحببت الرياضيات باستثناء أسبوعين في المدرسة الثانوية. |
Kozmetoloji okulunda ilk iki haftamı tamamladım. | Open Subtitles | لقد أنهيت للتو أول أسبوعين في مدرسة التجميل |
Seni, sanat enstitüsünde iki haftalık bir seminere yazdırdım. | Open Subtitles | سجّلت اسمك في دورة لمدة أسبوعين في معهد الفنّ |
Ayağını Kansas City'de iki hafta önce kırmış. | Open Subtitles | كسرت قدمها اليسرى قبل أسبوعين في مدينة كانساس |
İki hafta sonra burada oynayacağız dedim. | Open Subtitles | قلت أننا سنلعب هنا بعد أسبوعين , في دورة الولاية |
Görüşmelerden biri iki hafta önceydi. Tuzak kurduğunuzu söylediğin zaman. | Open Subtitles | إحدى المكالمات كانت منذ أسبوعين في الوقت الذي إدعيت فيه بنصب الفخ |
İlginç, çünkü iki hafta öncesinde benim odamda da aynı kararı vermişti. | Open Subtitles | هذا مثير للإهتمام لأنها اتخذت هذا القرار قبل أسبوعين في غرفتي |
DiNozzo, Kartagena'da iki hafta çalıştı. | Open Subtitles | لقد أمضى دينوزو أسبوعين في قرطاجنة لتقييم التهديدات المحتملة |
Anakarada iki hafta sonra bir bara girip 3 kişiyi öldüresiye bıçakladı. | Open Subtitles | بعد مرور أسبوعين في البر الرئيسي دخل إلى حانة ما وطعن ثلاثة أشخاص حتّى الموت |
Size anlatacağım Kuveyt'te iki hafta yaşadıktan sonra öyle çaresiz haldeydik ki, boş intravenöz sıvı paketlerinde martini yapıyorduk. | Open Subtitles | أنا سأخبرك بعد أسبوعين في الكويت كنا في غاية اليأس الى ان اضطررنا الى صنع المارتيني |
Paris'te iki hafta geçireceğimize, Cleveland'ta iki hafta kalırız. Ne de olsa... | Open Subtitles | بدلاً من قضاء أسبوعين في باريس ، نستطيع قضاء اسبوعين في كليفلاند ، أعني |
Kaçırdığın kişiyi bunlardan birinde iki hafta tutar mıydın? | Open Subtitles | أكنتَ لتحبس رهينة أسبوعين في أيّ من هذه الأماكن؟ |
Ve önümüzdeki iki hafta dönmeyecekler, bu zaman aralığında da Avrupa medyası bana aşık olacak ve avam kamarasını davama katacaklar. | Open Subtitles | ولن يعودا خلال أسبوعين في أثناء هذه المدة ستعشقني وسائل الإعلام الأوربية وسأكسب الشعب إلى جانبي |
Aşk, mutluluk, iki hafta tartışan iki ay ve iki yıl geri kazanılması. | Open Subtitles | الحب أسبوعين في السعادة، شهرين في المجادلة وسنتين للشفاء. |
Yılda sadece iki hafta çalışmaları gerekiyor. | Open Subtitles | كما ترى , فهم يجب عليهم أن يعملوا لمدة أسبوعين في السنة |
Tabii omzumdaki iki delik, hastanede geçen iki hafta ve bir aylık nekahet dönemi hariç. | Open Subtitles | ماعدا الفتحتان التي في كتفي و قضاء أسبوعين في المشفى و بعدها شهر في مركز التأهيل |
İki haftamı bombaya dayanıklı, tungstenden yapılmış sığınakta geçirmiş biri olarak.. | Open Subtitles | بما أنّي أمضيت أسبوعين في محصن ضد القنابل مغلّف بالتنجستين |
Annem benimkini Haziranın iki haftalık bir zaman dilimine kadar daralttı. | Open Subtitles | حتى أني لا أعرف متى يوم ميلادي. أمي قامت بتضييق الإحتمالات لمدة أسبوعين في يونيو. |