Ve bundan dolayı politikacılarla ilişki halinde olmaktan, size hepsinin şu ya da bu şekilde duygusal ucubeler olduklarını söyleyebilirim. | TED | ومن كثرة تواصلي مع السياسيين، أستطيع أن أخبركم أنهم جميعاً شاعريين بشكل أو بآخر. |
Böyle söyleyebilirim çünkü iki tarafta da bulundum. | TED | أستطيع أن أخبركم لأنني كنت على الجانبين |
Bir saat kadar öfkeli bir çabadan sonra, içtenlikle söyleyebilirim ki kimin kazandığını bilmemek nihai bir zafer gibi hissettiriyor. | TED | بعد ساعة من الجهد العظيم، أستطيع أن أخبركم بصراحة أن الجهل بهوية الفائز يشعرك بالفوز الأعظم. |
28 yıldır orada yaşıyorum, benimsediğim yurdum hakkında pek bir şey anlatamam. | TED | والآن، وبعد أن أمضيت فيها 28 سنة لا أستطيع أن أخبركم أي شيء تقريباً عن موطني الذي تبنيّته |
Lütfen, daha fazla anlatamam. | Open Subtitles | أيها السادة من فضلكم , فأنا لا أستطيع أن أخبركم بالمزيد |
Buelbiseninbenimiçin ne denli önemli olduğunu anlatamam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أخبركم كم هذا اللباس أنقذني. |
Böylelikle sonraki 12 yılda ne kadar mesafe aldığımızı söyleyebilirim. | TED | لذا أستطيع أن أخبركم إلى أي مدى وصلنا على مدى الأعوام الاثنتي عشرة التي تلتها |
Güzel efendiler, sadece bildiğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | سادتى ، لا أستطيع أن أخبركم الا بما أعلم |
Havanın yağmurlu olacağını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخبركم بأنه من المتوقع هطول الأمطار. |
Bir göz cerrahı olarak söyleyebilirim ki, açıklama çok basit. | Open Subtitles | أستطيع أن أخبركم كوني جراح عيون، أنه كله سهل. |
Ama... bakalım, size ne söyleyebilirim. | Open Subtitles | ربما تساعد دعوني أرى.. ماذا أستطيع أن أخبركم |
Bir mikrobiyolog olarak en minik organizmaların bile yenilik için yol gösterebileceğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | كعالمِمة أحياء دقيقة أستطيع أن أخبركم حتى الكائنات الحية الصغيرة جداً بإمكانها أن تنشق وتعطيك كائن آخر |
Diğer tarafta bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim, dışarıdaki dünya korkutucu, yalnız ve Changli ve evet, bu grup kök saldı ama niye kıyıda bizi tek bekleyen zamanın kumları ve araları açılan aç martılarken bu havuzu terk etmek için acele ediyoruz ki? | Open Subtitles | كشخص عاش ورأى الطرف الآخر.. أستطيع أن أخبركم, إنه عالم مخيف, ووحيد, ومتغير بالخارج, |
Bunun beni nasıl mutlu ettiğini anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخبركم كم هذا الأمر يجعلني سعيدة |
Bu paspas hayatımı ne kadar değiştirdi anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخبركم كم غيرت هذه الممسحة حياتي |
Ve size sondadan gelen Titan'ın yüzeyine ait ilk fotoğrafları görmenin nasıl bir his olduğunu anlatamam. Bizim gördüklerimiz işte bunlardı. | TED | و لا أستطيع أن أخبركم كيف شعرنا عند رؤية أول الصور المأخوذة لسطح "تايتان" بواسطة المسبار. |
Bunu nasıl yaptıklarını, nasıl yapıştıklarını anlamak istiyoruz. Size tüm detayları anlatamam çünkü bu, bizim de hâlâ anlamaya çalıştığımız bir şey. Ama yapmaya çalıştığımız bazı şeylerden biraz ipucu vereyim. | TED | لذلك نريد أن نفهم كيف تفعل ذلك، كيف تلتصق، ولا أستطيع أن أخبركم بكل التفاصيل، لأنه شيء ما زلنا نحاول اكتشافه، لكن دعوني أعطيكم لمحة صغيرة عن بعض الأشياء التي نحاول القيام بها. |
- Heyecanımı anlatamam bile... - Birkaç saattir ihbar gelmedi. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخبركم كم أنا ...متحمس لأنني |