"أستطيع الانتظار حتى" - Translation from Arabic to Turkish

• için sabırsızlanıyorum
• dört gözle bekliyorum
• iple çekiyorum

Evet, çok hoş. Ben de isim seçmek için sabırsızlanıyorum.
أجل ، جميل للغاية لا أستطيع الانتظار حتى أختار اسماً

Ona çıkma teklif etmek için sabırsızlanıyorum!
لا أستطيع الانتظار حتى أسألها الخروج معي

Gelecek seferki seans için sabırsızlanıyorum. Bu onlara ağzının payını verecektir.
لا أستطيع الانتظار حتى جلسةالمصارحة القادمة سأقوم بإخراسهم جميعا

Nasıl gittiğini duymak için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أسمع كيف تجري الأمور

Yarın gece bu ışıkların altında fıskiyeyi açmanı dört gözle bekliyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى تقوم بتشغيل النافورة تحت هذه الأضواء ليلة الغد

Tanrım! Onunla bir daha konuşmak zorunda kalmayacağım günleri iple çekiyorum.
يا إلهي، لا أستطيع الانتظار حتى لنّ أتحدثُ معهُ بعد الأن

Bende seni görmek için sabırsızlanıyorum. Pazar. Tamam, teşekkürler, hoşça kal.
أجل ، لا أستطيع الانتظار حتى أراك أيضاً يومالأحد،حسناً،شكراً إلىاللقاء .

Buralardan uzaklaşmak için sabırsızlanıyorum.
لم أعد أستطيع الانتظار حتى أغادر هذا الحى

Yeni erkek arkadaşınla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
نعم ، لا أستطيع الانتظار حتى اقابل حبيبك

Henüz tanışmadığınız yeni dostlarımla sizi tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أقدّمكم .. لأصدقائي الآخرين الذين لم تلتقوا بهم بعد

O tabloyu duvarıma geri koymak için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أعلق اللوحة على جداري مرة اخرى.

O çok harika şeyi görmek için sabırsızlanıyorum!
لا أستطيع الانتظار حتى رؤية الشيء الرائع للغاية

- ...ve gitmesi için sabırsızlanıyorum." - Biliyorum biliyorum.
ولا أستطيع الانتظار حتى تغادر انا أعرف انا أعرف

Eve dönmen için sabırsızlanıyorum... ve seni sonsuza kadar seviyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى تعود الى المنزل وأنا سأظل أحبك حتى الموت

Yakışmış. Onu görmek için sabırsızlanıyorum.
.ينُاسبه الاسم .لا أستطيع الانتظار حتى أراه

Eve gitmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى العودة للمنزل

Yatak odanı görmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أرى غرفة نومك

Florida'ya gitmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أصل إلى فلوريدا

Filmi görmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الانتظار حتى أرى هذا الفيلم

- Adam... - Sonra dinlemek için dört gözle bekliyorum.
لذا - لا أستطيع الانتظار حتى اسمعه لاحقا -

Aidan'ın gelmesini dört gözle bekliyorum böylece beni biraz rahat bırakabilirsin.
أنا لا أستطيع الانتظار حتى عودة (إيدان) لكي تقدري على تركِ وحيدة.

Hafta sonunun gelmesini iple çekiyorum.
هيك، لا أستطيع الانتظار حتى الانتهاء من الأسبوع.