Öylece oturup stratejileri tartışamazdım. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس و الجدال منتظر الوصول إلي خطة |
Koltuğa oturup Wraith'lerin güçlenmesini bekleyebilirim, veya savaşı onlara götürebilirim. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس على الكرسي وانتظارهم حتى يصبحوا أقوى أو يمكن أن أنقل المعركة لهم ما الذي تريدين فعله؟ |
Burada oturup benim yerimi almasını beklemeyeceğim kesin. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس فقط وأرى هذا الرجل يستبدلني هذا مؤكد |
-Sonsuza dek bu balkonda oturamam. Kendimi saksıda gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هنا للأبد اشعر وكأنى نبات زينة |
Hayır, lütfen. Özür dilerim, huysuzluk etmek istemiyorum ama en önde oturamam. | Open Subtitles | أرجوك لا أنا أسفة أنا لا أستطيع الجلوس في المقدمة |
oturabilir miyim? | Open Subtitles | الامبراطوية العظيمة هل أستطيع الجلوس أولاً ؟ |
Evet. Sandalyene oturabilir miyim? | Open Subtitles | حسناً، هل أستطيع الجلوس على كرسيك؟ |
Bak, evde daha fazla oturamazdım. | Open Subtitles | انظر، لا أستطيع الجلوس في الشقة بعد الآن. |
O salonda oturup, oyuncuların rol yapmasını ve konuşmalarını izleyebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنني أستطيع الجلوس في مسرح واشاهد ممثلين يتظاهروا ويتحدثوا |
Öylece oturup hayatı tehlikede olan bir hastanın öldürülmesini bekleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس و ترك هذا المريض المستهدف يموت. |
Öylece oturup hayatı tehlikede olan bir hastanın öldürülmesini bekleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس و ترك هذا المريض المستهدف يموت. |
Pişirmekten anlamam, ama burada oturup sizi eğlendirebilirim. | Open Subtitles | لا أستطيع الخبز، لكني أستطيع الجلوس ورفع المعنويات. |
Çünkü burada oturup önümüzdeki 20 dakika boyunca bir dosyaya bakamam. | Open Subtitles | لأني لا أستطيع الجلوس هنا و أتطلع إلى حزمة خلال العشرين دقيقة القادمة |
Öğle yemeği hazırlanmadan oturamam! | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس في حين لديّ الغداء لأكملهُ |
- Oh, ayrıca yeni titanyum protezim... yüzünden yere oturamam. | Open Subtitles | أوه ، وأنا لا أستطيع الجلوس على الأرض بسبب تركيب ورك التيتانيوم الجديد لي |
Boyd, sen etrafta koşuştururken burada boş, boş oturamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هكذا بينما أنت تصارع في الخارج |
Sen küçük güç gösterisi oyununu oynarken tüm gün bir köşede oturamam ben. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس طوال اليوم بينما انت تلعب بالسلطه |
- Otobüste yanına oturabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع الجلوس بجانبك في الحافلة؟ |
- oturabilir miyim? | Open Subtitles | أستطيع الجلوس ؟ |
oturabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع الجلوس هناك |
Şuraya biraz oturabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع الجلوس هنا لحظة |
Crowley peşimdeyken böyle tabletle oturamazdım. | Open Subtitles | لا أستطيع الجلوس هنا مع اللوح كبطة تنتظر الصياد. و "كراولي" يقترب أكثر من العثور علي. |