"أستطيع السماح" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin veremem
        
    • müsaade edemem
        
    • alamam
        
    • müsade edemem
        
    Takdir edilecek bir davranış olsa da buna izin veremem. Open Subtitles على قدر ماكلماتك مثيرة للإعجاب لا أستطيع السماح لك بذلك
    İsterdim, ancak buradan herhangi bir eşya almanıza izin veremem. Open Subtitles كنت أود ذلك لكنني لا أستطيع السماح بنقل أي شيء
    Yabancıların ortalıkta sinsi sinsi dolaşmasına izin veremem. Burayı terk etmenizi istiyorum. Open Subtitles لا أستطيع السماح للغرباء هنا يجب أن أطلب منك المغادرة
    Ama park yerinde dolaşmanıza izin veremem. Open Subtitles لكنني لا أستطيع السماح لك بالتجول في الجراج يا سيدي
    Buna müsaade edemem. Benden önce gidip yüzüğü çalabilirsin. Open Subtitles . حسناً , أنا لا أستطيع السماح بذلك . ربما أنت تأخذ الخاتم اولاً وتسرقه
    Kaskın olmadan gitmene izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع السماح لك بالمشاركة بدون الخوذة.
    Buna izin veremem. Open Subtitles عليّ أن أذهب إلى الرواق قبل أن يسرقه شخص ما أخشى أنني لا أستطيع السماح بذلك
    Sana izin veremem. Daha halletmen gereken bazı şeyler olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لا أستطيع السماح لك بالمغادرة هناك أمور يجب أن تعالج منها أولاً
    Görevim seni öldürmek. Kaçmana izin veremem. Open Subtitles أوامري هي أن أقتلك فلا أستطيع السماح بالهروب
    Bu mezarlığı terk edemezsin. İzin veremem. Open Subtitles أنت لن تغادر هذه المقبرة لا أستطيع السماح لك
    - O kitaplarla olmaz. İzin veremem. Open Subtitles ليس بهذه الكتب لا أستطيع السماح لكِ يا ويلو
    Benim yerime dövüşmene izin veremem. Open Subtitles أنا لا أستطيع السماح لك بالقتال من أجلي.
    - Daha fazla ışık almasına izin veremem. Filme zarar verebilir. Open Subtitles لا أستطيع السماح بدخول المزيد من الضوء سوف تؤذي الفيلم
    Ama kocanızın cesedini almanıza izin veremem. Open Subtitles شكراً لك لكن لا أستطيع السماح لك بأخذ جثة زوجك
    İncelemediğim bir otel odasına girmenize izin veremem. Aaron, teşekkür ederim. Open Subtitles فلا أستطيع السماح لكِ بدخول غرفةٍ بفندق لم أتدقق منها
    Pasaportumla ilgili olan sırrınla ayrılmana izin veremem. Open Subtitles ولا أستطيع السماح لك بالمغادرة بما يوجد بداخل جواز سفري
    Nottingham'ın yeni Şerif'i olarak buna izin veremem. Open Subtitles وكعمدة البلدة الجديد لنوتينغهام أنا لا أستطيع السماح لذلك أن يحدث
    - Orası bizim tapınağımız. Girmenize izin veremem. Open Subtitles ذلك مزارنا المقدّس، لا أستطيع السماح لكم بإيقاع الفوضى فيه
    Çok tatlısın, çok güzelsin, çok düşüncelisin ama bunu yapmana izin veremem. Open Subtitles أنتِ لطيفة وجميلة ولكنّكِ غبيّة، ولا أستطيع السماح لكِ بفعل ذلك
    Bu durumda beni de mahvedeceksiniz. Ve ben de buna asla müsaade edemem! Open Subtitles وسوف تدمرني أيضاً ولا أستطيع السماح بذلك
    Ama kartsız içeri alamam. Tamam. Open Subtitles لكنني لا أستطيع السماح لك بالدخول إلى هنا دون تصريح.
    - Gitmene müsade edemem. - Ne demek istiyorsun? Open Subtitles ــ لا أستطيع السماح لكِ بالذهاب ــ ماذا تقصد ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more