Eve dönmemeye karar verdim. Artık insanlarla yaşayamazdım. | Open Subtitles | قررت أن لا أعود إلى الوطن فأنا لا أستطيع العيش مع البشر بعد الآن |
MONTGOMERY İL MECLİSİ birşeyler yapmamız gerektiğini bilerek... kendi kendime yaşayamazdım ve yapmadınız. | Open Subtitles | لن أستطيع العيش مع نفسي لأني أعلم أن علينا فعل شيء ما وأننا لم نفعله |
kendimle, kendimle barışık yaşayamazdım. | Open Subtitles | لا أستطيع .. لا أستطيع العيش مع نفسي |
Bununla yaşayabilirim. Umutsuzluğu ben de bilirim. | Open Subtitles | . أستطيع العيش مع ذلك . لقد عرفت اليأس أيضاً |
Çünkü sensiz yaşayabilirim ama bir başkasıyla yaşayamam. | Open Subtitles | أستطيع العيش بدونك ، لكنني لا أستطيع العيش مع شخص آخر |
Sanırım bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنني أستطيع العيش مع هذا أظنك كذلك |
Tony, kendine yaptığın şeyle yaşayamam. | Open Subtitles | . تونى , أنا لا أستطيع العيش مع ما يحدُث لك |
Biliyorsun bu tür cevapla yaşayamam! Desteğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | تعرفين بأنني لا أستطيع العيش مع مِثل هذه الإجابات. |
Bu beni kötü biri yapıyorsa bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | أتعرف؟ وإذا جعلني هذا شخص فظيع أستطيع العيش مع ذلك |
Bununla yaşayabilirim. Bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع العيش مع ذلك أستطيع العيش مع ذلك |
Bu tavizlerle yaşayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع العيش مع كل هذه التنازلات |
Sen iyi olduğun sürece bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع العيش مع ذلك، مع العلم أنت بخير. |
Bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | أنا أستطيع العيش مع ذلك. |
Tüm bilebildiğim, ben böyle yaşayamam. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنني لا أستطيع العيش مع نفسي هكذا |