İki üzümden, iki somundan veya iki kar tanesinden birini seçebilirim Her zaman. | Open Subtitles | أستطيع دائماً الاختيار بين حبتي عنب, قطعتي حلوى, و ذرتي ثلج |
Adını saklayabilirdi, ama el yazısını Her zaman tanırdım. | Open Subtitles | لقد استطاع ان يموه اسمه ولكنى كنت أستطيع دائماً أن اميز خطه |
Evet, önemli değil. Her zaman tohum satabilirim. | Open Subtitles | حسناً، لا بأس، أستطيع دائماً بيع البذور. |
Her zaman cinayet için bir sebep, kanıt ...bulurdum ama bunda... bu boktan şey durdu. | Open Subtitles | أوه, أستطيع دائماً أن أجد الدافع, الإتجاه, لكن ذلك اللعين الصغير ,يقف عند ذلك |
Bu da demektir ki yalan söylüyorsun. Ne zaman yalan söylediğini Her zaman anlayabilirim. | Open Subtitles | هذا يعني أنك تكذب أستطيع دائماً أن أخبرك عندما تكذب |
Zaman alırdı ama Her zaman başarırdım. | Open Subtitles | ربما كان يستغرق مني بعض الوقت لكنني كنت أستطيع دائماً |
Çavuşu ne zaman tokatladığını Her zaman anlayabildiğimi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعلم أني أستطيع دائماً معرفة وقت مشاهدتك لصفع مؤخرات القردة في الأفلام الإباحية، أليس كذلك؟ |
Her zaman kendi paramı basabilirim. | Open Subtitles | أستطيع دائماً أن أطبع أموالى |
İnsan 'Kasvetli Ev'i okumaktan hiç sıkılmaz. Her zaman onun hakkında konuşacak yeni şeyler bulabilirim. Senin yapacak daha iyi şeylerin yok mu? | Open Subtitles | (لا يمكنكي أن تصابي بالملل من قراءة (المنزل الموحش أستطيع دائماً أن أجد شيئاً جيداً أقوله عنها أليس لديك أي شيء أفضل لتفعله؟ |
Sana Her zaman güvenebilirim. | Open Subtitles | (شكراً لك سيد (بوبيبوتهول، أستطيع دائماً الإعتمادَ عليك. |
Clara, Her zaman kazanacaksın? | Open Subtitles | ...كلارا"، لا أستطيع دائماً أن" تنتصر؟ |