Kurt adamların kontrolü Esther'in oğlu Finn'de. | Open Subtitles | أستير ابنه فين، وقال انه هو واحد التي تسيطر على ذئاب ضارية. |
Bence Esther haklı. Zaman yetersiz. | Open Subtitles | أعتقد أستير على حق ليس لدينا ما يكفي من الوقت. |
Babamla, babaanem Esther'in eriştesini bitirdik. | Open Subtitles | بلى. أبي وأنا مصقول قبالة طبق المعكرونة الجدة أستير. |
Alec yardım etmek istedi, ama biri Esther teyzeyi evine bırakmak zorundaydı. | Open Subtitles | أراد (أليك) المساعدة ، ولكن على أحدٍ ما يأخذ الخالة (أستير) للمنزل |
Esther'a göre içeceklerin asitleri çok hızlı kaçıyordu biz de bunu önlemek için glikoz kullanmaya başladık. | Open Subtitles | قالت (أستير) أنّ الصودا تفتقد الكثير من النكهة "لذا بدأنا بإستخدام مادّة "غليكول بإعتباره عامل إستقرار |
Esther dedi ki, kötü bir şey olması için çok fazla tüketilmesi gerekirmiş. | Open Subtitles | قالت (أستير) أنّ عليك شرب الكثير منه لتكون هناكَ أيّ آثار جانبيّة |
Esther, ürünleri geri çekmeninin çok pahalıya patlayacağını söyledi sürekli önemli bir şey olmadığını söylüyordu. | Open Subtitles | قالت (أستير) أنّ سحب المنتج مكلّف للغاية وظلّت تقول أنّه ليس خطباً جللاً |
Esther'a söylemiştim. O kadının hiçbir şeyden haberi yoktu. | Open Subtitles | (أخبرتُ (أستير أنّ هذه السيّدة لا تعرف أيّ شيء |
Nasıl anladın? Katilin Esther ve Nilda olduğunu? | Open Subtitles | كيف إكتشفتَ أنّهما (أستير) و(نيلدا)؟ |
Sarah ve Esther'in kocalarının yaptığı gibi. | Open Subtitles | (كما فعل أزواج (سارة) و (أستير |
Esther büyükannemin tarifi... | Open Subtitles | -وصفة الجدة (أستير ) |
Her şey yolunda mı Esther? | Open Subtitles | كل شيء بخير, (أستير)؟ |
- Esther kendine bir yakışıklı buldu. | Open Subtitles | (أستير) لديها عشيق |
Esther büyükannemin tarifi... | Open Subtitles | -وصفة الجدة (أستير ) |
Devam et Esther. | Open Subtitles | أستير) |