"أسدِ لي" - Translation from Arabic to Turkish

• bana bir

bana bir iyilik yap. Zihnindeki saati 6:30'a kur ve beni ara.
نعم, أصغِ, أسدِ لي معروفاً, إضبط منبّهك الذهني على الساعة 6:

Ama bana bir iyilik yap, bir dahaki sefere, böyle garip bir şey yapacağın zaman beni uyar da ben de kendimi hazırlayayım buna.
لكن أسدِ لي معروفـا ، المرة القـادمة التي ستفعل فيهـا أمرا غريبـا أعطني تنبيهـا كـي أحضر نفسي لشيء غير سـار

O yüzden lütfen bana bir iyilik yapın ve yaşadığım şeyleri değiştirmeye kalkmayın!
أسدِ لي معروفاً ولا ترجعي بالتاريخ الذي عشت أنا من خلاله حسناَ ، كفى

bana bir iyilik yap. Bana zaman kazandırmak için bahisleri azalt.
فقط أسدِ لي معروفاً ، قُم بتأجيل الرهان حتى تمنحنى المزيد من الوقت

Ama işe yararsa, geri dönersem ve bir şey hatırlamazsam bana bir iyilik yap neler yaşadığımı sakın bana anlatma.
لكن لو نجح الأمر ، وعدت ولم أكن أتذكر أي شئ أسدِ لي معروفاً لا تخبرني أبداً عما قد مررت به

bana bir iyilik yap, gelecek sefer Koothrappali'yi gördüğünde bunu ona da söyle.
أسدِ لي معروفا و أخبري "كوثربالي" بهذا في المرة القادمة التي ترينه بها

bana bir iyilik yapıp anneni arar mısın?
أسدِ لي معروفًا ، أبعد والدتك عن الهاتف الآن

bana bir iyilik yap, onu bulmaya çalış, tamam mı?
أسدِ لي خدمة, فلترى إذا كان يمكنك إيجادها بالطبع

Bu yüzden bana bir iyilik yap da çabucak ondan özür dile ve gözümün önünden kaybol.
لذلك أسدِ لي خدمة وعبّر له عن أسفك واغرب عن وجهي

Bu yüzden bana bir iyilik yap ve hiç yaşanmamış say.
لذلك أسدِ لي معروفاً تظاهر أنّ الأمر لم يحدث

Adamla ne kadar görüşürüm bilmiyorum, onun için bana bir iyilik yap, biraz yazıhanede takıl, ve benim adıma birkaç satış kopar.
لا أعلم كم من الوقت سأمضيه مع الرجل لذا أسدِ لي معروفاً و إذهب لدائرة المركبات لجلب مستندات نقل الملكيّة التي تحمل اسمي، حسناً؟

bana bir iyilik yap, oraya dönme.
أسدِ لي صنيعاً ولا تعد إلى هناك

Dinle, bana bir iyilik yap ve oraya geri dönme.
أسدِ لي صنيعاً ولا تعد إلى هناك

Beni dinle, bana bir iyilik yap.
سوف أخبرك بهذا , أسدِ لي خدمـة

bana bir iyilik yap, bana asla iyilik yapma.
أسدِ لي معروفً بأن لا تصنع لي معروفاً

Hey, bana bir iyilik yap da telefonunu açık tut.
أسدِ لي صنيعاً وابق هاتفك مفتوحاً

Dinle, bana bir iyilik yap. Şu teorik yaklaşımı bir kenara bırak.
أسدِ لي معروفًا استغنَ عن نهج تفكيرك

bana bir iyilik yap.
ولكن أسدِ لي صنيعاً.

bana bir iyilik yap, Tony'nin bildiğinden haberi olmasın. Üzerinde yeterince baskı var.
و أسدِ لي معروفاً لا تجعلي (طوني) يعرف، إنه تحت ضغط كبير