aileme karşı gelerek verdiğim bu karar, hayatımdaki her şeyi şekillendirdi ve bugün olduğum kişi olmam için yolumu belirledi. | TED | هذا الاختيار بتحدي أسرتي شكل كل شيء في حياتي ووضعني على الطريق الصحيح لأصبح ما أنا عليه اليوم. |
kötü insanlar olduğumuzu söyleme eğiliminde. aileme bile bakıyorum. | TED | ويقول أننا أشخاص سيئون أنا أنظر حتى إلى أسرتي |
Sadece adımı ya da ailemle bir daha görüşme imkanımı değil. | Open Subtitles | ليس اسمي ولا قدرتي على التواصل مع أسرتي فقط كنت شابًا. |
Ancak bu muntazam yaşam tarzına girmeden önce ailemle birlikte Doğu Tibet'te yaşıyordum. | TED | ولكن قبل أن أدخل هذه الحياة الرسمية . كنت اعيش في التبت الشرقية مع أسرتي. |
Ama hala sırf cesedi yakınında olsun diye ailemden birini tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | ورغم ذلك تستخدم فردًا من أسرتي كورقة ضغط لتحظى بجسدها أقرب إليك. |
Umarım senin aile geçmişin benimkinden daha neşelidir. Bir bakalım. | Open Subtitles | آمل قطعًا أن يكون تاريخ أسرتك أسعد من تاريخ أسرتي. |
Tüm insan ırkı birçok yönden tıpkı benim ailem gibi. | TED | بل الجنس البشري بأكمله، وبعدة طرق، حاله كحال أفراد أسرتي. |
Birkaç kişiye teşekkür etmek istiyorum, ama önce ve en önemlisi aileme oğlum Eric ve eşim Dr. Eve McClaren'a benim imkansızın peşinde koşarak sık sık dünyayı dolaşmama sabır gösterdiği için. | Open Subtitles | ولكن في المقدمة أسرتي إبني إريك, وزوجتي ودكتور ماكلارين علي صبرها بكل ماأعانيه من رحلاتي الإكتشافية |
Bazıları, bir sokak çocuğunu aileme katmamın mantığını sorgulamıştı. | Open Subtitles | البعض يتساءل لماذا ضممت فتي من الشوارع إلي أسرتي |
aileme bir şeyler sağlamak için mümkün olan her şeyi yapmaya gayret ediyorum. | Open Subtitles | لقد بذلت كل ما في وسعي من أجل أعاله أسرتي |
Birlikte olmamız demek aileme karşı gelmek demek, ve eğer aileme karşı geleceksem, senin de benim gibi hissettiğini kesin olarak bilmek zorundayım. | Open Subtitles | ارتباطنا يعني مقاومة أسرتي فإذا كنت سأتخذ موقفاً معارضاً لهم فإني بحاجة لتأكيد منك في أن شعوركِ مثل شعوري |
Yalnızca aileme, karıma ve çocuğuma hesap veririm ben başka kimseye vermem. | Open Subtitles | أنا لا أُساءل فقط إلا عن أسرتي زوجتي و طفلتي و ليس أي شخص آخر |
Bir cümleyle, panik odasında kilitli kaldım kardeşimin arabasını çaldım muhtemelen bütün ailemle aram açıldı, senin iş yerine daldım ve bu silahı buldum. | Open Subtitles | في الجملة، ولقد تم تأمين في غرفة الذعر، سرق سيارة أخي، ربما تنفر أسرتي كلها، تحطمت في عملك وجدت هذا السلاح. |
Tarikata girmiyorum. ailemle kalacağım. | Open Subtitles | أنا لن أنضم لطائفه دينيه بل سأقيم مع أسرتي |
ailemle yalnız kalmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أحضى بفرصة البقاء وحيداً مع أسرتي |
Sürekli yolculuk yapıyorum ve sürekli ailemden uzaktayım. | Open Subtitles | أنا أسافر كثيرا ودائما أكون بعيد عن أسرتي |
Onunla ailemden bile daha çok vakit geçirmişimdir. | Open Subtitles | لقد قضيتُ معه وقتاً أطول مما قضيته مع أسرتي ، على ما أظن |
Teker teker, beni ailemden nasıl ayırdıysan, ben de seni öyle ayıracaktım. | Open Subtitles | "واحداً بعد آخر، كنتُ سأنتزعك من أسرتك." " مثلما انتزعتني من أسرتي." |
Düğünlerin ve yaşlı aile üyelerinin resimlerini çektim, hatıra kalmasını istedikleri şeyleri çektim. | TED | إلتقطت صوراً لحفلات زواج وأعضاء أسرتي الكبار، أشياء أرادوا تذكرها. |
Büyük büyükannem yeni ölmüştü. Bütün aile cenaze için Florida'ya gitmiştik. Üç, üç buçuk yaşlarındaydım. | Open Subtitles | عندما ماتت جدتي الكبرى ، وذهبت أسرتي إلى فلوريدا ، كنت أبلغ 3.5 سنوات |
Ben amaçsızca am denizinde boğulurken, ailem bensiz yoluna devam ediyor. | Open Subtitles | أسرتي تستمر بدوني بينما أغرق في علاقات جنسية لا طائل منها |
Benim ailemde isyan etmek, mobilya satmak demekti. | Open Subtitles | ربما كوني ثائراً في أسرتي ربما كنت أبيع أثاث للباحة في شارع 22 |
Artık düğün de yaklaştığından tüm ailemin orada olmasını umuyordum. | Open Subtitles | والآن مع اقتراب حفلة الزواج كنت آمل أن كل أسرتي |
Oturup senin ailemi elimden çalmaya çalıştığını izlediğim adım olmasın o? | Open Subtitles | أن أجلس و أشاهدك و أنت تحاول أن تسرق أسرتي مني؟ |