"أسمح لهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermeyeceğim
        
    • Onlara izin
        
    • izin veremem
        
    • izin vermem
        
    • yakalamalarına izin
        
    • müsaade etmeyeceğim
        
    Yeniden başlamayı hak etmiyorlar. Ben de buna izin vermeyeceğim. Open Subtitles لا يتستحقون أن يبدأو من جديد ولن أسمح لهم بذلك.
    Başka tutsak almalarına izin vermeyeceğim, Yüzbaşı. Open Subtitles لن أسمح لهم بأخذ المزيد من السجناء , كابتن
    Iyi çalıştırmak , onlara izin vermeyeceğim değilim vardı zehir beni tam doldurmak sadece bu yüzden ayrılmamak olabilir bir ay ya da iki . Open Subtitles وأن لنّ أسمح لهم بوضع سمّ جديد يملء جسديّ فقط قدّ أتمكن من الحصول على شهر آخر أو شهرين
    Sadece Onlara izin verdiğim yerlere gidebilirler. Tıpkı hiç zararsız diğer ev sahiplerimiz gibi. Open Subtitles إنهم يذهبون حيث أسمح لهم فقط، لا طاقة لهم مثل بقية المضيفين
    Ama iyi bir pediyatri asistanı bulmak ne kadar zor bilemezsin ve en iyi adayımı almalarına izin veremem. Open Subtitles لكنك لا تعلم مدى صعوبة العثور على زميل جيد في الأطفال، ولن أسمح لهم بالحصول على أفضل المرشحين عندي.
    Onların altınla gitmelerine izin veremem. Open Subtitles لا يمكننا هزيمتهم. لن أسمح لهم بالهروب بالذهب. سنأخذ كلّ الفرص.
    Hayır, korkmuyorum. Yaparlarsa buna izin vermem. Open Subtitles لا، لست قلقاً واذا فعلوا ذلك لن أسمح لهم
    Tekrar yakalamalarına izin vermem. Open Subtitles لا يمكن أن أسمح لهم بإعدامها
    Hayaletime bir seri numarası yerleştirmelerine müsaade etmeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لهم بأن يضعوا رقماً تسلسلياً على شبحي.
    Ancak onların Meclis'te melemelerine izin vermeyeceğim. Open Subtitles ولكني لن أسمح لهم بكل هرائهم في البرلمان
    Tekrar gelseler bile içeri girmelerine izin vermeyeceğim. Open Subtitles , بالتأكيد سيأتون مرّة أخرى لكنّي لن أسمح لهم بالدخول بعد
    Aşkım sana zarar vermek isteyen insanlar var ama onlara izin vermeyeceğim. Open Subtitles حبيبتي، بعض الأشخاص يريدون آذيتكِ، لكنني لن أسمح لهم بذلك.
    Sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim tamam mı? Hayır. Tamamen vakit kaybıydı. Open Subtitles لن أسمح لهم بإيذائك، مفهوم؟ لا، كانت مضيعة للوقت.
    Kimse karıma üstünlük taslayamaz. Çünkü ben Onlara izin vermem. Open Subtitles لا أحد يضايق زوجتي لن أسمح لهم
    Onlara izin vermedim Bugün onu yakmak için Open Subtitles لم أسمح لهم أن يقوموا بحرقه اليوم.
    Yine onun peşine düşmelerine izin veremem, değil mi? Open Subtitles لن أسمح لهم بمطاردتها مجدداً، أليس كذلك؟
    Yaz tatillerinin hayaline dalmalarına izin veremem. Open Subtitles لن أسمح لهم بإهدار إجازاتهم الصيصفية
    Seni öldürmeye geliyorlar, ama buna izin veremem. Open Subtitles إنّهم قادمون لقتلكِ، ولن أسمح لهم بذلك
    Ama dokunmalarına asla izin vermem. Open Subtitles كل جسمي ولكنني لا أسمح لهم باللمس
    Molly'nin birilerini incitmek için kullanılmasına asla izin vermem. Open Subtitles لن أسمح لهم ان يستخدموا موللي" لإلحاق الأذى بأحد"
    Seni yakalamalarına izin vermem. Open Subtitles لن أسمح لهم أن ينالوا منك
    - Daha 16 yaşında. Ona dokunmalarına müsaade etmeyeceğim. Open Subtitles -عمرها 16 سنة فقط ، أنا لن أسمح لهم بأن يلمسوها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more