"أسمعهم" - Translation from Arabic to Turkish

• duyuyorum
• duyabiliyorum
• duymadım
• duymuyorum
• duymak
• duyabilirim
• onları duydum

-Bunu yapmamızın doğru olduğunu sanmıyorum . -Sessizlik. Sanırım onları duyuyorum.
لست واثقا من أنه ينبغى علينا فعل هذا هدوءا أنا أسمعهم

Ve onlar caresizlik icinde size sesleniyorlar,duyuyorum,hissediyorum.
وهم بالخارج ينادونك ، بيأس شديد أنا أسمعهم ، أشعر بهم

Kız İtalyalı olduğundan şöyle söylüyor: Uzatma. Tüm gece seslerini duyuyorum.
إنها إطالية, لذا سوف تقول.. أسمعهم طوال الليل

İnanamıyorum insanlara bakıyorum güldüklerini duyabiliyorum, kahkahalarını hissedebiliyorum.
وكأن وكأنني تناولت حبة وأصبحت في الماتريكس لا أصدق، أنا فقط أشاهد الجمهور وكنت أسمعهم يضحكون وأشعر بالضحك

Söylediklerini duyabiliyorum, "Bu kadar zamanını alan ne?"
أنا أسمعهم يقولون "ما الذى يفعله كل هذا الوقت؟"

Lanet olsun, geldiklerini bile duymadım.
بحق الجحيم ، لم أسمعهم قادمين حتى

Artık sahada onları hiç duymuyorum.
أنا لست أسمعهم على الإطلاق ، بالخارج هناك

Şu kaynaklarınızın üzerinden bir daha geçelim. Bunu duymak istiyorum.
فالنراجع مصادركم مرة أخرى يا هاري أريد أن أسمعهم

Berrak gecelerde hâlâ öbür dünyadan bana seslendiklerini duyuyorum.
في ليلة مضئية , و حتي الأن أسمعهم من العالم الأخر

Ne görüyorum, ne de duyuyorum. Böylesine kötüsünü görmüş müydün?
لا أستطيع أن أراهم لا أستطيع أن أسمعهم

duyuyorum. duyuyorum. Ordalar.
أنا أسمعهم , أنا أسمعهم إنهم هناك

- duyuyorum. - Ben de.
أسمعهم , أنا أيضاً - و أنا أيضاً , بشكل واضح -

Bazen onları ben de duyuyorum, anne.
بعض الأحيان أسمعهم أيضاً يا أمي

Hepsini duyabiliyorum ve hiçbir şey söylemiyorlar!
أستطيع أن أسمعهم إنهم لا يقولون شيئاً

Onları duyabiliyorum. Bizi... Bizi almaya geliyorlar!
أنا أسمعهم ، إنهم قادمون لأخذنا

Etrafımızı sarmışlar. Geldiklerini duyabiliyorum.
نحن محاصرون أستطيع أن أسمعهم يأتون

Aslana bakarsan seni son gördüğümden beridir onları duymadım.
...في الواقع لم أسمعهم منذ آخر مرّة رأيتك فيها

Ama dediklerini tekrar etmeni isteyeceğim çünkü duymadım.
ولكن أريد منك أن تعيد الكلمات التي كنت تقولها -لأنني لم أسمعهم

İnsanlar konuşuyorsa, ben duymuyorum ama duysaydım da, zekice bir plan olmadığını söylerdim.
إن كانوا هم يتحدثون فأنا لا أسمعهم لكن إن كنت أسمعهم فلا أرى أنها خطة جيدة

- Sadece duymak istediklerimi duymamı sağla.
لا تجعلني أسمعهم إلا إذا طلبت أنا منك ذلك

Kapıyı bloke etmek istiyorum. İçeri girmeleri durumunda, onları duyabilirim.
أريد أن أسد هذا المدخل أريد أن أسمعهم فى حالة اقتحامهم له

onları duydum teğmenim.
أسمعهم فوق هناك إنهم على السطح بالتأكيد