| İnsanlar kayıtsız kalmadıkları zaman hayat çok daha kolay olabiliyor. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الحياة أسهل بكثير مما يدعها الناس تكون |
| Ortaokul benim zamanımda çok daha kolaydı. | Open Subtitles | المدرسة الأعدادية كانت أسهل بكثير ربما لأني لم أكون أهتم كثيرا |
| 50 yıl boyunca insanlar beni bir şekilde küçümsediler çünkü onlar bunu çok çok kolay bir biçimde yapabiliyorlardı. | TED | كان الناس يزدرونني طوال 50 سنة لأنه كان بإمكانهم فعل ذلك بطريقة أسهل بكثير. |
| Eğer Casey ile barış imzaladıysanız bizim için resmi bir ilişki çok daha kolay olur du. | Open Subtitles | إذا أنت وكايسي ستوقعون معاهدة سلام، سَيَكُونُ أسهل بكثير لنا ستكُونَ لدَينا علاقاتُ دبلوماسيةُ. |
| Söylediğim gibi, eğer vurdumduymaz olsaydın, hayatın daha kolay olurdu. | Open Subtitles | كما قلت، حياتك ستكون أسهل بكثير لو لم تكن عاطفيًا |
| İnan bana, durum bu olsaydı, her şey daha kolay olurdu. | Open Subtitles | صدقني إذ كانت تلك القضية سيكون الأمر أسهل بكثير |
| Öldüğü için memnun olduğun birinin yasını tutmak çok daha kolay oluyor. | Open Subtitles | الـحُـزن على شخص ما يكون أسهل بكثير حينما يكون المرء سعيد بموته. |
| Ama karısı olduğumda, bu seçim çok daha kolay olacak. | Open Subtitles | لذا ، عندما أصبح زوجته ، سيكون الإختيار أسهل بكثير |
| Şunu kabul etmeliyim ki, küçük, protez taşaklarımla kapılardan geçmek çok daha kolay. | Open Subtitles | حسناً, عليّ أن أعترف, إنه أسهل بكثير الدخول في الباب بكراتي الصناعية الصغيرة |
| İşim cinayet çözmek olduğunda hayat çok daha kolaydı. | Open Subtitles | كانت الحياة أسهل بكثير حين كان عليّ حلّ الجرائم فقط |
| Hayatımdaki her şey, senin öldüğünü düşünürken çok daha kolaydı. | Open Subtitles | كل هذا كان أسهل بكثير عندما ظنناكِ ميتة. |
| Dışarı çıkmaya alıştım. çok kolay oluyor. | Open Subtitles | إستعملته للخروج انها تجعل الأشياء أسهل بكثير |
| Ama böylesi çok kolay olur. | Open Subtitles | لكن هذا يجعل الأمر أسهل بكثير يمكننا الربح هكذا |
| Tamam o zaman. Öldürürsek, kurtarması daha kolay olur. | Open Subtitles | حسنا ، لو قتلناهم سيكون انقاذ أخيك أسهل بكثير |
| Tamam, olur. Eğer onları öldürürsek onu kurtarmak daha kolay olur. | Open Subtitles | حسناً , لا بأس , إذا قتلناهم , حينها سيكون إنقاذه أسهل بكثير |
| Eğer bizimle çalışıyor olsaydınız bu iş daha kolay olurdu. | Open Subtitles | أتعلم، كان هذا ليكون أسهل بكثير إن كنت تعمل معنا |
| Dış dünyayla irtibat kurabilseydik bu çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | ستكون أسهل بكثير لو كان لدينا الاتصال مع العالم الخارجي |
| Yatağa oturursan, her şey daha kolay olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون أسهل بكثير إذا جلست على السرير. |
| Bu sakinleştiricileri ve antidepresanları alınca önceki durumumdan çok daha kolay oluyor. | Open Subtitles | مما يجعلها أسهل بكثير مما هي عليه... مع هذه المهدئات ومضادات الإكتئاب. |
| Çocukları olan iki arkadaş olarak kalırsak daha kolay olacak. | Open Subtitles | انها مجرد أسهل بكثير إذا نحن أصدقاء فقط الذين لديهم طفل. |
| Elektrodların, motor kortekse yerleştirilmesi, omuriliğe yerleştirilmesinden daha kolaydır çünkü omurga tarafından korunur. | TED | وضع أقطاب كهربائية في القشرة الدماغية المحركة أسهل بكثير من الحبل الشوكي لأنه محمي بالفقرات. |
| Hayatım bir mücadele değil. Çok daha basit bir şey. Evet. | Open Subtitles | ـ وحياتي ليست حملة أعلانية لكَ، إنها أسهل بكثير ـ أجل |
| İşimi çok kolaylaştırıyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي، أنت تجعل هذا أسهل بكثير. |
| Michael'a konuşmadan önce yaptığını gerçekten yaptığı şeyi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istedim, çünkü bu hayatımı bütünüyle çok daha kolaylaştırıyor. | TED | رغبت في إخبار مايكل قبل أن يتحدث بأنني حقاً أقدّر ما يفعله، لأنها تجعل حياتي العملية أسهل بكثير. |