Bree ile evlenmek başına gelen en kötü şey olabilirdi. | Open Subtitles | الزواج ببري كان سيكون أسوء شيء سيحصل له على الاطلاق |
Hem olabilecek en kötü şey yetkili birinin seni kınaması olur. | Open Subtitles | لا تفعلي و أسوء شيء سيحصل شخص لديه النفوذ سيلغي كفاءتك |
Ama ekip öldürmek zorunda kalırsa, başa gelecek en kötü şey olmayabilir. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنهم إذا اضطروا للقضاء عليها، فذلك ليس أسوء شيء. |
Çok hasta. En kötüsü de ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | إنها مريضة جداً, أسوء شيء أنهم لايعرفون ماهو، أعني |
Ancak, kendimi hazırlamak için olabilecek en kötü şeyi düşündüğümü sanıyordum. | Open Subtitles | أنا بالفعل جهزت نفسي لـ أسوء شيء من الممكن أكتشفه |
Bu bir insanın hayatında başına gelebilecek en kötü şey. | Open Subtitles | هذا أسوء شيء يمكن أن يحصل لأي أحد على الإطلاق |
Ve mevcut ulusal eğitim sistemlerimizde de bir çocuğun yapabileceği en kötü şey "hatalar"dır. | TED | نظم تعليم حيث الأخطاء هي أسوء شيء يمكن اقترافه |
Hapis Mike, hapishanedeki en ama en kötü şey nedir? | Open Subtitles | أيها السجين , ماذا هو أسوء , أسوء أسوء شيء عن السجن ؟ |
Bilirsin ki, başıma gelen en kötü şey... tüm t-shirtlerimin gitmesi değildi. | Open Subtitles | ... أتعلم ؟ أسوء شيء حدث فعلاً لم يكن خسـارة قمصاني جميعهـا |
Tekrar hamile kalmaktan korkuyormuş sanki başına gelen en kötü şey benmişim gibi. | Open Subtitles | قالت أنها خافت من أن يجعلها حاملاً مرة أخرى وكأني كنت أسوء شيء قد يحدث لها |
Dinle, yapacağın en kötü şey şimdi buradan ayrılmak, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي.. أسوء شيء يمكنكِ فعله الآن هو الرحيل، اتفقنا؟ |
Bu şimdiye kadar yaptığım en kötü şey. Um... Benimle ilgili olan yeter, um... | Open Subtitles | إنه تقريبا أسوء شيء فعلته على الإطلاق يكفي حديثا عني |
Bence de, ama belki dünyadaki en kötü şey değildir. | Open Subtitles | أنا أتفق معكِ لكن ربما ليس هذا أسوء شيء في العالم |
Aman Tanrım. Bu bana yaptığın en kötü şey. | Open Subtitles | يا إلهي , هذا أسوء شيء فعلته لي على الاطلاق |
Başına gelen en kötü şey, bu olmalı. | Open Subtitles | لا بد ان ذلك أسوء شيء مررت به على الاطلاق |
Eğer bunu sırf seni kızdırmak için yapıyorsa o zaman yapabileceğin en kötü şey ona ne kadar üzgün olduğunu göstermektir. | Open Subtitles | إذا كانت تفعل هذا فقط لإغضابي لذا أسوء شيء تفعله أن تبين لها أنك مستاء |
Tanrım... Bu bana bugüne kadar olan en kötü şey! Sarmaşıktım! | Open Subtitles | يا إلهي هذا أسوء شيء حدث لي لقد كنت لبلابة, اللبلابة القوية |
Sana bakar ve başına gelenin En kötüsü olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | كنت أتطلع إليكِ وأظن أن ذلك كان أسوء شيء |
Ancak En kötüsü sıcaklığın eksikliği. | Open Subtitles | .. لكن أسوء شيء . هو عدم وجود الدفء |
Bunu yapmak için tasarlanmadığın bir şey istiyorum. Senden bir makinenin başına gelecek en kötü şeyi, kapatılmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب منك فعل شيء لست مصممًا لكي تفعله أنا أطلب منك أن تفعل أسوء شيء يمكن أن يحدث لألة، أن تغلق لكنك لست... |
Hayaletleri görmenin en kötü yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما هو أسوء شيء في رؤية الأشباح ؟ |
Bu yaptığın en kötü şeydi ve seni hiç affetmeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أسوء شيء قد فعلته يوماً و لن أسامحكِ ابداً! |