Önemsiz. Bir, iki, üç, dört kötü adam ve bol silah görüyorum. | Open Subtitles | انني أنظر الى واحد , اثنين , ثلاثة, اربعة أشخاص سيئين , وكمية كبيرة من البنادق |
Öldürülmesi gereken kötü adam kalmadığında teslim olacağım kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | الذي أستيقظ فيه و لا يوجد أي أشخاص سيئين يحتاجون القتل تسكون الشخض الذي أذهب إليه |
Her zaman kötü yerlerde kötü insanlarla karşılaşıyorum. | Open Subtitles | ينتهي بي الأمر في أماكن سيئة للحديث مع أشخاص سيئين في جميع الاوقات. |
Çok kötü insanlarla takılmaya başladı. | Open Subtitles | ما في الأمر أنه يصاحب أشخاص سيئين للغاية |
Antonio, etrafta senin gibi kötü adamlar varsa, Roy çok uzakta olamaz. | Open Subtitles | أنطونيو أينما وجد أشخاص سيئين مثلك روي لن يكون بعيداً. |
- Bugün kötü adamları mı yakaladınız? | Open Subtitles | -هل ألقيتم القبض على أشخاص سيئين اليوم؟ |
Burada konu kötü bir şey yapan kötü insanlar değil. | TED | لا أعتقد أن هذه مسألة أشخاص سيئين قاموا بأعمال سيئة. |
Bu olayda kötü adam yok. | Open Subtitles | لا يوجد أشخاص سيئين في هذه القصة |
İyi adam, kötü adam diye bir şey yoktur Ryan. Sadece fikirler vardır. | Open Subtitles | ليس هناك أشخاص جيدين و أشخاص سيئين يا (رايان) فقط أراء |
Blair bazı kötü insanlarla birlikte bir partide yalnız şu an. | Open Subtitles | بلير في حفلة الان وحدها مع أشخاص سيئين |
Biz kötü adamlar değiliz. | Open Subtitles | لسنا أشخاص سيئين |
Katherine de bir şeytan. kötü adamlar onlar. | Open Subtitles | (مايسون لاكوود) مذؤوباً، و (كاثرين) الشريرة، أنهم أشخاص سيئين. |
kötü adamlar bizler değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا أشخاص سيئين |
kötü adamları nasıl öldüreceğimi öğrendim. | Open Subtitles | وتعلمت كيف أقتل أشخاص سيئين |
Anton ve ben... Bazı kötü adamları rahatsız ettik. | Open Subtitles | أنا و(أنتون) محتمل أننا تعاملنا مع أشخاص سيئين |
kötü insanlar hakkında kötü şeyler yazmak genelde iyi sonlanmaz. Belki de artık onlar hakkında yazmamalısın. | Open Subtitles | التحدث بأمور سيئة حول أشخاص سيئين لاينتهي دائماً بخير ربما كان عليك ألاتكتبها |