Ölmek üzereyken, kendimi her zamankinden canlı hissediyorum, sanki yaşamak için çok nedenim varmış gibi. | Open Subtitles | على شفى مَوتي أشعرُ بأني حي أكثَر من أي وَقت كأني لديَ سببٌ إضافي لأحيا |
Bu gece artık bir şansım olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | هذه الليلة أشعرُ بأني حصلتُ على فرصة |
Desteğinden boğulacak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعرُ بأني مختنقة من مساندتك لي. |
Çok şanslı hissediyorum, ama biliyorsun, | Open Subtitles | أنا أشعرُ بأني محظوظٌ جداً لكن كما تعلم |
Ama Oz'da, cuma günleri kendimi fena sikilmiş hissediyorum. | Open Subtitles | بعملي في (أوز)، لا أشعرُ بأني أكثر شقاءاً من يوم الجمعة |
Başından beri beni ve Manny'yi ailenizde hoş karşılamadınız gibi hissediyorum. | Open Subtitles | منذ البداية و أنا أشعرُ بأني و (ماني) ليسَ مرغوب بنا في هذه العائلة. |