Walter'a yaptıklarımdan suçluluk duyuyorum, ama o kadar da değil. | Open Subtitles | أنا أشعر بالذنب عما حدث لوالتر لكن ليس لتلك الدرجة |
Aslında o kadar güzel ve huzurluydun ki, kendimi suçlu hissetmeye başladım. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد بدوتِ جميلة و مسالمة جداً و بدأت في الحقيقة أشعر بالذنب |
Küçük bir ilaç için sizi dükkânınızı açmaya zorladığımdan dolayı kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب حول إجبارك إلى فتح مخزنك لطلبّ صغير |
Sana çok fazla kendimi açıp muhabbet etmediğimiz için suçluluk hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب لأنني لا أتحدث إليكِ كثيرًا أو أثق بكِ? |
Kaybetmedim diye kendimi suçlu hissetmemi istiyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم تريدونني أن أشعر بالذنب لأنني لست مهزوماَ |
İçme konusunda suçluluk hissetmiyorum, ...ki yaptığım. | Open Subtitles | أنا لا أشعر بالذنب عند الشراب وأنا أفعل شربًا |
Artık patronun kızıyla yattığım için suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | الأن لا أشعر بالذنب بشأن إقامة علاقة مع إبنة الرئيس. |
Sanırım evde yüzleştikleri problemleri düşününce mutlu olduğum için suçlu hissetmeliyim. | Open Subtitles | أعتقد من أنني قد أشعر بالذنب لسعادتي مع معرفتي بكل المشكلات التي يواجهونها في المنزل |
çok suçlu hissediyorum. Çok fazla kısa uçuş yapıyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب الشديد إذا أسافر كثيراً في رحلات طائرات مسافروها قليلون |
Ama ona sıcak davranmadığım için bazen suçluluk duyuyorum. | Open Subtitles | لكنى مازلت أشعر بالذنب لمعاملتى لها بجفاف |
Çiftliği benimkilerin başına bırakacağım için suçluluk duyuyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب لأنني سأترك والداي يديران المزرعة من دوني |
Bazen sadece bir yaralanmadan sonra bıraktığım için suçluluk duyuyorum. | Open Subtitles | بالطبع كما تعرفين، بعض الأحيان أشعر بالذنب لأني غادرت بعد نزال واحد فقط |
Hayır, yanlış yapmadığımı söylemen lazım çünkü şuan suçlu hissetmeye çok yatkınım. | Open Subtitles | لا أريدكِ ان تقولي ان مافعلته ليس خطأ لأني أشعر بالذنب |
Allah'im bu berbat birşey. Evet ve kilo almasiyla başetmek için sigaraya merak salinca suçlu hissetmeye başladim. | Open Subtitles | بدأت أشعر بالذنب عندما بدأت التدخين للعب مشاكل في الوزن |
Küçük bir ilaç için sizi dükkânınızı açmaya zorladığımdan dolayı kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب حول إجبارك إلى فتح مخزنك لطلبّ صغير |
ve duygularınızı incittiğimi biliyorum. Ben de kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | . وأنا أعرف بأننى آذيت مشاعركم وأنا أشعر بالذنب حول ذلك |
Herkes yas tutan dul için çok ilgili fakat her ne kadar sarsılmış ve kaybolmuş hissediyorsam da en çok suçluluk hissediyorum. | Open Subtitles | الجميع قلق جداً بشأن الأرملة الحزينة لكن بقدر ما أشعر بالصدمة و الخسارة أشعر بالذنب في المقام الأول |
Arkandayım. - Paranı alıp zor durumda bıraktığım için suçluluk hissediyorum. | Open Subtitles | .. ولكنني أشعر بالذنب .. لأخذ مالك وتركك وحدك |
- Hayır... hayır, benim suçlu hissetmemi sağlayamazsın. | Open Subtitles | لا، لا، لا يمكنكِ أن تجعليني أشعر بالذنب |
..ama suçluluk hissetmiyorum. | Open Subtitles | ولا أشعر بالذنب, |
Yapmamam gereken şeyler yapmayı seviyorum ve suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | أحب فعل الأشيء التي لا يجب علي القيام بها و لا أشعر بالذنب |
..ama haklılarsa... ..bunun için suçlu hissetmeliyim. | Open Subtitles | لكن إذا كانوا محقين علي أن أشعر بالذنب على هذا |
Bir aile sahibi olmak için dua ettim hep, bu yüzden çok suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالذنب لأن كل ما صليت من أجله هو عائلة |
Biri bana parmaklarından birini gösteriyor diye kendimi kötü hissetmem gerek. | Open Subtitles | شخص ما يوجه إليَّ أصبعه... ...و من المفترض أن أشعر بالذنب. |
Olanlar hakkında kendimi suçlu hissediyorum ama onu terk ettiğime pişman değilim. | Open Subtitles | وأنا أشعر بالذنب بشأن ما حدث لكني لم أندم عن تركي لها |