Sen de getirdikleri oyuncak hakkında çok kötü şeyler söyleyeceksin. | Open Subtitles | عندما يفعل ذلك سوف تقولين أشياء سيئة عن هذه اللعبة |
Ama artık seninle Kötü konuşacağım, kötü, kötü, Kötü konuşacağım. | Open Subtitles | "الآن ما سأفعله معك.." "أشياء سيئة.. أشياء سيئة". |
Birçok kötü şey yaptığını söylüyorlar. Kimisi doğru, kimisi değil. | Open Subtitles | واليوم يقولون أنه فعل أشياء سيئة بعض مما قالوه حقيقة والآخر خطأ |
Ama her apartmanda korkunç şeyler olur Hutch. | Open Subtitles | لكن هاتش أشياء سيئة تَحْدثُ في كُلّ شُقَّةِ بالبيت |
Ama seni görmenin kötü bir şey sayılabileceğini söyleyemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أقول أنكى حمقاء تفعلين أشياء سيئة |
Tanrı'nın sevgisindeki gerçeğe bakarsak kötü şeylerin olmasına izin vermediğini anlarız. | Open Subtitles | حقيقة الأمر أنه لا يترك أشياء سيئة تحدث لنا |
Ama yapmazsan başına kötü şeyler gelir. | Open Subtitles | لكن إذا لم تنفذ مطالبنا إذن ستحدث لها أشياء سيئة |
Belki de,hayatımda çok kötü şeyler yaptığım için. | Open Subtitles | لربما فعلت أشياء سيئة يا جوي ، ربما هذا هو السبب |
Ama genel inanışa göre, Eğer bir kız sana dokunduysa çok çok kötü şeyler olacaktır. | Open Subtitles | لكن الشعور العام كان .. إذا مستك فتاة بعض أشياء سيئة جدا جدا، كانت ستحدث |
Ama artık seninle Kötü konuşacağım, kötü, kötü, Kötü konuşacağım. | Open Subtitles | "الآن ما سأفعله معك.." "أشياء سيئة.. أشياء سيئة". |
Ama artık seninle Kötü konuşacağım, kötü, kötü, Kötü konuşacağım. | Open Subtitles | "الآن ما سأفعله معك.." "أشياء سيئة.. أشياء سيئة". |
Üç kere iyi şey gerçekleşiyorsa üç kere kötü şey gerçekleşir. | Open Subtitles | تماما مثل الأشياء الجيدة يأتي في الثلاثات أشياء سيئة بدوره أيضا في مجموعات من ثلاثة. |
Ben de senin hakkında korkunç şeyler uydurup onu rahatlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | لذا أردت أن أشعرها بتحسن باختراع أشياء سيئة عنك |
Bazen başımıza kötü bir şey geldiğinde beynimizdeki küçük bir anahtar bizi olaydan uzak tutmak için devreye girer. | Open Subtitles | أحياناً عندما تحدث أشياء سيئة للناس يكون هناك بقعة ما في العقل تقوم بإخفائه لتحمينا من التعامل معه |
İş birliği yapmazsan başlarına kötü şeylerin geleceği bir yerdeler. | Open Subtitles | أين هم ؟ في مكانٍ حيث ستحدث أشياء سيئة لهم مالمْ تتعاون |
Bazen korkunç insanların başına kötü şeyler gelir. | Open Subtitles | أشياء سيئة أحياناً تَحْدثُ إلى الناسِ الفظيعينِ. |
Kötü işler yapabilecek bir büyü. | Open Subtitles | السحر يسري بدمائكم السحر يمكنه أن يفعل أشياء سيئة للغاية |
Ve şimdi gerçekten, gerçekten fena şeyler olacak. | Open Subtitles | والآن, أشياء سيئة للغاية على وشك الحدوث. |
İnsanlar kötü şeyleri düşünmekten nefret eder ve daima olasılıkları hafife alırlar. | Open Subtitles | الأشخاص يكرهون التفكير في حدوث أشياء سيئة لذلك دائماً يقللون دائماً من تقدير إمكانيه حدوثها |
Onunla ilgili hem iyi hem de kötü şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء جيدة عنه ولكن هناك أشياء سيئة أيضا |
Yönetici olduğunda bazı kötü şeyler de olur. | Open Subtitles | سيحدث أشياء سيئة عندما تصبح مساعد المدير |
Bu sadece kötü şeyler oluyor ama bir açıklama bulmaya üşeniyorsunuz demek. | Open Subtitles | و هي تعني بأن أشياء سيئة قد حصلت و لا تريد أن تتعب في ايجاد تفسير لها |
Başıma kötü şeyler geliyor, bunları düşlemiyorum, gerçekleri söylüyorum. Gerçek şu ki acı çekmeyi seviyorsun. | Open Subtitles | أشياء سيئة تحدث لي لست أتخيل هذا ، أنا أصف الواقع فقط |
Hepsi bu. Harika şeyler yapıyorlar, ama kötü şeyler de yapıyorlar, | TED | إنهم يفعلون أشياء جميلة ، لكنهم أيضاً يفعلون أشياء سيئة ، |