Biliyorum size böbürleniyormuşum gibi gelecek ama büyük işler başaracağım. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يبدو أنني أتباهى لكنني سأفعل أشياء كبيرة |
Şu ana kadar şansımız pek de yaver gitmemiş olabilir ama sen ve ben beraber büyük işler becereceğiz. | Open Subtitles | ربما صادفنا حظا تعيسا حتى الآن لكننا سنعمل أشياء كبيرة معا |
Çocuğumun büyük işler başaracağını her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لطالما علمت ان ابني قد قُدرت له أشياء كبيرة |
Burada büyük şeyler yaratabilirim, buraya başladığım notaya çok hızlı dönebilir ve daha küçük şeyler yapabilirim. | TED | ويمكنني أن تنتج أشياء كبيرة هنا ، ولكن يمكنني أن أعود بسرعة والعودة حقيقة بسرعة إلى حيث بدأت ، وإنتاج أحجام أصغر |
Ufak şeylerin, büyük şeylere sebep olması çok garip. | Open Subtitles | غريبة كم هي أشياء صغيرة تجعل أشياء كبيرة تحدث |
Biraz para kazanıyor. Büyük satışlar olacağı zaman bana bilgi veriyor. | Open Subtitles | ،يفعل ذلك من أجل بعض النقود من أجل العائلة يقول لى عندما تحدث أشياء كبيرة |
Ama büyük kahramanlar, büyük işler yapar. | Open Subtitles | لكن الأبطال الكبار يفعلون أشياء كبيرة |
Büyük kahramanlar, büyük işler yapar. | Open Subtitles | الأبطال الكبار يفعلون أشياء كبيرة |
Ondan büyük işler bekliyorum. | Open Subtitles | أتوقّع أشياء كبيرة منه. |
Sen büyük işler yaparsın. | Open Subtitles | . أنت ستفعل أشياء كبيرة |
Bunlar büyük işler. | Open Subtitles | تلك أشياء كبيرة |
İyi çalış çünkü Hoover en sevdiği evladından büyük işler bekliyor. | Open Subtitles | يستحسن أن تعمل بجد، لأن (هوفر) يتوقع أشياء كبيرة من ابنه المفضل. |
Önünde büyük işler var. | Open Subtitles | أشياء كبيرة قدمت لكِ. |
Ufak işler, büyük işler. | Open Subtitles | أشياء صغيرة، أشياء كبيرة... |
Sevgimi ve erkekliğimi kanıtlamak için, büyük şeyler başarmak istedim. | Open Subtitles | كنت أرغب في عمل أشياء كبيرة كي أساعد الناس وإظهار حبي للإنسانية |
Bu onun için büyük şeyler anlamına gelebilir. Baban çok yetenekli bir adam. | Open Subtitles | إنها تعني له أشياء كبيرة جدا إنه رجل موهوب جدا.. |
Bazen, küçük bir adam, küçük olduğunun farkında değilse, muazzam büyük şeyler yapabilir. | Open Subtitles | أوه، نعم ، أحيانا عندما الرجل الصغير لا يعرف أنه رجل صغير هو يستطيع يعمل أشياء كبيرة جدا |
O ufak tefek şeyler büyük şeylere dönüştü. | Open Subtitles | .و الاشياء الصغيرة أصبحت أشياء كبيرة |
Biraz para kazanıyor. Büyük satışlar olacağı zaman bana bilgi veriyor. | Open Subtitles | ،يفعل ذلك من أجل بعض النقود من أجل العائلة يقول لى عندما تحدث أشياء كبيرة |