Del, eşyalarını topla. Sen ve Bay Jingles için büyük gün. | Open Subtitles | ديل أجمع أشيائك وهيا إنه يوم عظيم لك و للسيد جينجل. |
Aşağı in ve eşyalarını buraya getir burası yeni odan | Open Subtitles | انزل إلى الأسفل احضر أشيائك لأن هنا هو منزلك الجديد |
Eğer beğenirsen, Globe'a gidip eşyalarını da alırım. | Open Subtitles | إذا رغبت فيمكننى العوده إلى حانة جلوب و أحضر أشيائك لك |
Bir mübaşir eşliğinde nezarethaneye uğrayarak kişisel eşyalarınızı geri alabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تعود مع الحاجب إلى الحجز لإسترجاع أشيائك الشخصية |
11'de İç İşleri toplantım var, eşyaların geç kalmama neden olmasın. | Open Subtitles | لدي اجتماع مع الشئون الداخلية الساعه 11 صباحا. لا تدع أشيائك تؤخرني. |
Ben gidince, eşyalarını getirebilirsin. | Open Subtitles | سونا وجاكوزي في الخلف خلف الخزانة المتحركة مباشرة عندما أحزم حقائبي مباشرة تستطيع أن تجلب أشيائك |
eşyalarını alırsan, seni doktorla tanışmaya götürürüm. | Open Subtitles | إذا أردت احضر أشيائك وسآخذك لتقابل الدكتور |
- eşyalarını arkana çevir. - Sende eşyalarını arkana çevir. | Open Subtitles | ضع أشيائك فى الخلف ضعى أنت أشيائك فى الخلف |
Çok yakın arkadaşmışız gibi senin eşyalarını kullanabilirim. | Open Subtitles | أستطيع إستخدام أشيائك بما أننا أصدقاء حميمون |
eşyalarını burada bırakıp odaya gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تترك أشيائك هنا و تتبعني للحجرة التالية |
Lisa , eşyalarını topla, benimle Tayland'a geliyorsun. | Open Subtitles | ليزا، أحزمى أشيائك أنت ستجيئين معي إلى تايلند |
Stan'e paranın yerini söylemeni istiyorum, sonra gidip eşyalarını toplayacağız, tamam mı? | Open Subtitles | الان , أريدك أن تخبر ستان أين النقود ثم سوف نذهب لنحزم أشيائك, حسنا ؟ |
eşyalarını, evlerimden birine taşıtıyorum. | Open Subtitles | رتّبت بأنّ تنقل أشيائك لأحدى شققي لآعتني بك |
Ben eşyalarını alırım. Nakliyeciler unuttuklarımızı getirir. | Open Subtitles | سأحضر أشيائك و سيحضر لنا السكان الجدد ما نسينا |
Ben eşyalarını alırım. Nakliyeciler unuttuklarımızı getirir. | Open Subtitles | سأحضر أشيائك و سيحضر لنا السكان الجدد ما نسينا |
Lütfen. Özel eşyalarınızı açamam. Doktoru çağırmam gerek. | Open Subtitles | لا أستطيع فتح أشيائك الخاصه يجب أن أحضر الطبيب |
Bay McCarter sizin bütün eşyalarınızı bu sabah toplamamı istedi. | Open Subtitles | السيد ماك كارتير طلب منّي أن أحزم كل أشيائك هذا الصباح |
Cevabı baştan belli ama senin eşyaların da yasa dışı mıydı? | Open Subtitles | لكن هل كانت أشيائك مُهربة بشكل غير قانوني أيضاً ؟ |
Tüm tuzlu eşyaların, tavaların, iki girişin şu deli gibi pahalı fırın başlığın! | Open Subtitles | على كل أشيائك الثمينة ومقاليك والبرادين الكبيرين ، شفاط المطبخ المُكلف بجنون |
İkincisi ise, eşyalarının arasında bulduğumuz uzaktan kumandanın üstündeki kısmi parmak izi. | Open Subtitles | إنّ الثانية الجزئيون هم يفتيد من المفجر البعيد وجدنا بين أشيائك. |
eşyalarına dokunma şeklin. Sanki çok değerliymişler gibi. | Open Subtitles | الطريقة التي تلمس بها أشيائك كما لو كانت ثمينة |
Geri döndüğünde, elbiseleri, lanet olası TV'ni veya herhangi bir eşyanı bulacağını ümit etme! | Open Subtitles | لا تتوقع ملابسك ولا تلفازك ولا أي شئ من أشيائك عندما تعود |
En azından işe yaramaz şeyini kendi odana koyup orada çürümesini sağlayabilirsin. | Open Subtitles | على الأقل ضع أشيائك في غرفتك ودعها تتبعثر هناك |
Pılını pırtını toplayıp ne zaman gideceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | سئمت من رعاية رجل ناضج متى ستحزم أشيائك وتمضي؟ |
Kendi şeylerini beş parmaklı maaşından mı alıyorsun? | Open Subtitles | هل تدفع لشراء أشيائك بمرتبك ذو الخمسه خانات |