"أشير" - Translation from Arabic to Turkish

    • işaret
        
    • belirtmek
        
    • bahsediyorum
        
    • söz
        
    • dikkat
        
    • söylemek
        
    • kastetmiştim
        
    • ima
        
    • belirteyim
        
    • kastediyordum
        
    • söylüyorum
        
    • kast
        
    • dikkatinizi
        
    • kastediyorum
        
    • bahsediyordum
        
    Tabi ki, onların sıkıntıda kaldığı durumda işaret etmek kolay olurdu. TED بكل تأكيد، كان من السهولة بمكان أن أشير الى شعورهم بالنقص.
    Faydalı olduğunu düşündüğüm iki soruya işaret etmek istiyorum. TED أريد فقط أن أشير إلى سؤالين أظنهما مفيدين.
    Şunu belirtmek zorundayım ki Hartum da Nil'in alçalması Open Subtitles ما أشير اليه هو ان انخفاض النيل فى الخرطوم
    Büyük bankalardan bahsetmiyorum. Büyük Tarım dünyasından bahsediyorum. TED أنا لا أشير إلى البنوك الكبيرة، إنما لعالم الزراعة الضخم.
    Yeni ve hamile olmayan yedeğinden söz ediyorum. Bayan Eve Harrington. Open Subtitles أشير إليكي بالجديد وهو الغبر حبلى البديل الجاهز، الآنسة "إيف هارينغتون".
    Kapitalizmi savunmuyorum, sadece ilişkilerine dikkat çekiyorum. TED أنا لا أدعو إلى الرأسماليّة، أنا فقط أشير إلى العلاقة.
    Yine de, iyi niyet istenmeyen sonuçlar doğurabilir ve bu hikâyelerin göründükleri kadar büyülü olmadıklarını söylemek istiyorum. TED مع ذلك، يمكنُ أن يكون للنوايا الحسنة عواقب غير مقصودة، ولذلك، أرغبُ في أن أشير إلى تلك القصص التي ليست سحرية كما تبدو،
    Bugün, başka konuşacak şey var mı, diye sorarken... evlenme teklifimi kastetmiştim. Open Subtitles عندما سألت منذ فترة عما يمكن مناقشته كنت أشير إلى عرضي بالزواج منك
    Aslında, uzun zamandır sade insan aklının bile rahatlıkla görebildiği bir şeyi görmüş ve işaret ediyor olmamdan dolayı üzülüyordum. TED حسنا، أنا آسف جدا لأنّي أشير إلى أن العقل الإنسانيّ النقيّ في الواقع ، شهد في نهاية المطاف ما كان ينتظره لفترة طويلة.
    Kıdemli subay olarak sadece durumla ilgili gerçeğe işaret ediyorum. Open Subtitles كضابط كبير , أشير إلى مجرد حقيقة وثيقة الصلة
    Parmakla işaret etmek istemem ama, ben olsam Cordesh'ten gözümü ayırmazdım. Open Subtitles لن أشير عليك بأحد ، لكنى أبقى عينى على كورديش
    Ikinci Kaptan olarak görevim seçeneklerimizi belirtmek. Open Subtitles ،كابتن، إنه قرارك و من واجبي أن أشير إلى البدائل
    Tamam, ama şu 100 metreyi... tuhaf bir sessizlik yaşamadan yürüdüğümüzü belirtmek isterim. Open Subtitles حسناً، أريد فقط أن أشير بأننا تمشينا 100 ياردة ببساطة بدون أي موقف محرج.
    Elbette buradakilerden bahsediyorum hastalardan değil. Open Subtitles أشير بهذا .. بالطبع .. للشركة و ليس للمرضى.
    Havaalanı güvenlik çemberinden çıkmasına izin verdiğiniz süslü kabartmaları olan özel bir dolaptan bahsediyorum. Open Subtitles أشير تحديدًا إلى الخزانة المنقوشة التي سمحت لها بالخروج من المحيط الأمني للمطار.
    Jambonlardan ve sosislerden söz etmeyeyim mi? Open Subtitles أنا لا أشير الى اللحوم أو الى الفطائر اللذيذة
    Son olarak şuna dikkat çekmek istiyorum kendi kendine organize olabilme fikri daha önce duyduğumuz gibi beyindedir. TED وأخيرا, أردت فقط أن أشير إلى أن هذه الفكرة من التنظيم الذاتي , كما سمعنا في وقت سابق, موجودة في الدماغ.
    söylemek istediğim şey, beyaz insanları, diğerlerine karşı avantajlı hâle getiren bir sistem var; sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda. TED الذي أشير إليه هو أن نظام التميز البنائي يفضل البيض على غيرهم في الساحات الإجتماعية والإقتصادية والسياسية
    Senin çok sık seyahat ettiğini kastetmiştim. Open Subtitles ماذا تعني؟ كنت أشير إلى أنك تسافر كثيراً
    Personelini, senin onlara destek olduğuna inanmaları için büyülediğini ima ediyordum. Open Subtitles كنت أشير إلى قدرتك على جعل موظفيك يؤمنون بأنّك حاكمة لهم.
    Sen bir şey demeden önce şunu belirteyim ki ne zaman okula geri dönmekten bahsetsem türlü nedenlerle bunun neden imkansız olacağını söylüyorsun. Open Subtitles وقبل أنْ تقول كلمة واحدة دعني أشير إلى أنّه في كل مرّة أتطرّق للعودة إلى الدراسة، تأتي بسبب تبرّر به لماذا هو مستحيل.
    Ben aslında Superman'in güçlerini emen kırmızı kriptoniti kastediyordum. Open Subtitles أنا أشير بالطبع إلى الكريبتونايت الأحمر التي تستنزف من سوبرمان سلطاته
    Saygısızlık etmiyorum. Sadece gerçeği söylüyorum. Open Subtitles أنا لا ألقي بالسخافات إنني فقط أشير للواقع
    Sürücünün koşarak olay yerinden kaçmasını kast etmiştim Bay Palmer. Open Subtitles كنت أشير إلى السائق الذي هرب من مكان الحادث، سيد بالمر
    dikkatinizi çekmek isterim ki biz bir sürü havalı yerlerle birlikteydik o listede. TED الآن أود أن أشير إلى أننا كنا على تلك القائمة مع العديد من الأماكن الممتعة.
    Teğmen Miura'yı kastediyorum. Open Subtitles وأنا أشير هنا إلى الملازم مايورا
    Özel sektörde gerekli görülen ürün teslim etmenin getirdiği baskıdan bahsediyordum. Open Subtitles كنت فقط أشير إلى ضغط تقديم النتائج، التي يتطلبها القطاع الخاص.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more