başıma kötü bir şey gelirse umarım benim de yanımda olursun. | Open Subtitles | إذا أصابني أي مكروه ما، آمل أن تكوني إلى جواري كذلك |
başıma kötü bir şey gelirse buraya gelmesini istemeyeceğin iki kişiye. | Open Subtitles | شخصان لا تريد أن يأتيا إلى هنا إذا أصابني أي مكروه |
Başım dönüyor, kalbim hızla atıyor, nefes alamıyorum. | TED | أصابني الدوار، وتسارعت نبضات قلبي، ولم أستطع التقاط أنفاسي. |
Hastalık izni alacağım, Bu insanlar beni hasta ediyor. | Open Subtitles | إضطررت للاستئذان بداعي المرض، أصابني أولئك الناس بالمرض. |
başıma bir şey geldi. Bu iğneyi birkaç saatte bir vurulmak zorundayım aksi halde ölürüm. | Open Subtitles | أصابني مرض و عليّ أنْ آخذ هذه الحقنة كلّ بضع ساعات و إلّا سأموت |
FBI'a, beni başımdan vuran bir heriften daha çok güvenirim. | Open Subtitles | أعتقد انني اثق بمكتب التحقيقات أكثر من مجرد فتى أصابني في رأسي |
Sonunda yaptı yapacağını. O sesiyle başımı ağrıttı? | Open Subtitles | حسنٌ, لقد فعلها لقد أصابني وأخيراً بصُداع بصوته |
Ta ki, kaderin cilvesine bakın, Tanrı'nın kendi mavi ateşi gökten düşüp beni çarptı! | Open Subtitles | من سخرية القدر، حينما أصابني سهم الرب الأزرق الناري من السماء! |
Bana bak.Bak ne biçim bir insan oldum. | Open Subtitles | انظر إلى ما أصابني اعتقدت أنني سأشعر بمتعة عندما أكون بلطجي |
başıma ağrı girene kadar bunu düşündüm. Aklıma hiçbir şey gelmemişti. | TED | وفكرت فيه حتى أصابني الصداع. ولم أستطع تأليف شيء. |
Eğer her gün onu aramazsam, başıma bir şey geldiğini düşünüyor. Evet, biraz alayım. | Open Subtitles | إذا لم أتصل بها كل يوم تعتقد أن شيئاً أصابني |
başıma ne gelirse gelsin, oğlumla konuşup ona yol göstermenin bir yolunu bulmalıyım, mezardan bile olsa. | Open Subtitles | مهما أصابني من مكروه، عليّ أن أجد وسيلة لأخاطبه وأرشد ابني، حتى ولو من القبر |
Tanrıya şükür. Parıltı yüzünden Başım ağrıyordu. | Open Subtitles | أوه, شكراً للرب, لقد أصابني مثل الصداع من ذلك الوهج |
Dondurmamı çok hızlı yediğim için biraz Başım ağrıyor. | Open Subtitles | أصابني وجع في رأسي بسبب تناول المثلجات بسرعة |
Işınlanma yüzünden. Kafanı karıştırır. Beni günlerce hasta etmişti. | Open Subtitles | لابد أن موجات البث تشوش على . عقلك، لقد أصابني هذا لعدة أيام |
Her okul ziyaretinden sonra hasta oluyorum. Hepsinin burnu akıyor. | Open Subtitles | كلما ذهبت إلى المدرسة أصابني المرض، جميعهم مزكومين |
Sonra uykum geldi, yani birazcık, tamam? | Open Subtitles | وبعدها أصابني النعاس، لذا فقط إهدأي لبعض الوقت، حسنا؟ |
Yüzün tam dizime geldi, Bunun kötü bir fikir olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | وجهك أصابني مباشرةً في ركبتي أخبرتك أن هذه فكرة سيئة |
"Onunla olmandansa eşcinsel ol ve beni vuran haydutla yat. | Open Subtitles | أحبذ رؤيتك تصبح شاذاً وترافق الوغد الذي أصابني بدلاً من الخروج معها |
Çocuğun çığlıkları başımı ağrıttı. Aspirin alacağım. | Open Subtitles | صراخ الفتى أصابني بصداع يجب أن آخذ مسكناً |
Şarap biraz çarptı galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنّ ذلك النبيذ قد أصابني بالصداع |
İkinci seferinde mono oldum. | Open Subtitles | ثاني مرة, أصابني إلتهاب كريات الدم البيضاء |