"أصابه" - Translation from Arabic to Turkish

    • çarptığını
        
    • vurdu
        
    • başına
        
    • vurduğunu
        
    • vurmuş
        
    • geçirdi
        
    • oldu ona
        
    • yakalandı
        
    Kendisine neyin çarptığını anlayana kadar, çoktan ceset torbasına girmiş olacak. Open Subtitles عندما سيدرك ما أصابه سَيَكُونُ في كيس الجثث
    Adam ne çarptığını anlamadı bile. Open Subtitles و فجأة ظهرت من العدم لم يدرك الرجل ما أصابه
    Hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. Open Subtitles سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه
    Deli yumruk delirdi Silah kendisini vurdu. Open Subtitles ذو القبضة المجنونة أصابه الجنون والمسدس أطلق النار على نفسه
    Kasabayla kamp arasında başına bir şey gelmiş olabilir. Open Subtitles ربّما قد أصابه أذى بين تلك البلدة والمُخيم
    Şey, kendisini kimin vurduğunu çok merak ediyor. Open Subtitles في الحقيقة إنه فضولي للغاية بخصوص الشخص الذي أصابه
    Minibüsle Shannon ve Kelly'yi götürürken bir keskin nişancı onu başından vurmuş. Open Subtitles أصابه قناص في رأسه بينما كان يقود شاحنتهم
    O yılın Mayıs ayında, ciddi bir sinir krizi geçirdi. Open Subtitles بحلول شهر مايو من نفس العام، أصابه إنهيار عصبي حاّد.
    Büyük bir darbe oldu ona. Open Subtitles أصابه بشدّة
    Aslında hayatının sonlarına doğru bir hastalığa yakalandı ve belki de bunları yapmak için yeterli enerjisi yoktu. Open Subtitles أصابه سقمٌ دفعه لحافة قبره فلعل قواه قد انهارت.
    Kendisine neyin çarptığını anlamadı! Open Subtitles إنه لا يعرف ما أصابه. إنه لا يعرف ما أصابه.
    Asla yüzlerimizi ve neyin çarptığını görmedi. Open Subtitles لم يري وجوهنا إطلاقاً, ولم يعلم مالذي أصابه
    O kadar hızlı baktım ki neyin çarptığını anlamadı. Open Subtitles تخلصت منه بسرعة لم يعرف ماذا أصابه
    Onu kim vurdu? Open Subtitles كان سلاح ألوان من أصابه ؟
    Haytham vurdu. Open Subtitles الشخص الذي أصابه هيثم
    Onu vurdu, leşini serdi. Open Subtitles أصابه برصاصة ، قتله متعمداً
    Eğer bana başına kötü bir şey gelip gelmediğini soruyorsan henüz bilmiyorum. Open Subtitles إن كنتَ تسألني إن كنتُ أظن بأنّ مكروهاً قد أصابه فلا أعلم بعد
    Onun başına kötü bir şey geldiğinden endişeleniyorum. Open Subtitles أنا أشعر بالقلق الشديد أن مكروها قد أصابه
    Şoför kendisine ne vurduğunu anlamadan halledilmeli. Open Subtitles و نقتل السائق قبل أنْ يعرف ما الذي أصابه
    Her yerdeyiz. Ona neyin vurduğunu anlamayacak. Open Subtitles ،نحن نتولى الأمر لن يعرف ما أصابه
    O zavallı serseriyi ben vurmuş olsaydım, başından vururdum dedi. Open Subtitles قال أنه إن كان يود قتل اللعين الحقير لكان أصابه في رأسه
    Yani önce biri kurbanı vurmuş, iki hafta sonra da biri kafasına vurup öldürmüş? Open Subtitles إذاً أصابه أحد بطلق ناري أوّلا، ثم ضربه حتى الموت بعدها بأسبوعين؟
    İkinci oğlum bir kompressör dalışı sırasında felç geçirdi. Open Subtitles أحد أبنائي أصابه الشلل في أحد غطساته بواسطة الضاغط.
    Yardımlar geldikçe insanlar panikledi. Şehirde bir çocuk hastalığa yakalandı. Open Subtitles عندما جاء الأيدز، الجميع أصابهم الفزع، أحد أبناء البلدة أصابه الأمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more