- Evet. Babam anılarının derinliklerine bir yolculuğa çıktı ve durduk yerde çocukluk zamanlarıma takıntılı hale geldi. | Open Subtitles | قام أبي بزيارة جادة الذكريات، فقد أصبح مهووساً بطفولتي. |
Karısının intiharından sonra bu eve takıntılı hale geldi, çünkü yaşadığı travmayı kabul edemedi. | Open Subtitles | بعد ما انتحرت زوجته .. أصبح مهووساً بالمنزل لأنه لم يستطع تقبل الخسارة الجريحة |
O günden sonra yeteneğine takıntılı hale geldi. | Open Subtitles | بعد ذلك... أصبح مهووساً... بقدرته |
Paris'te. Arctic Biosystems'dan sonra takıntılı bir hale geldi. | Open Subtitles | في باريس, بعد (آركتك بايوسستمز) أصبح مهووساً |
Arctic Biosystems'dan sonra takıntılı bir hale geldi. | Open Subtitles | بعد الـ(آركتك بايوسستمز) أصبح مهووساً |
Yasal problemini saplantılı haline getirdi. | Open Subtitles | لأنه أصبح مهووساً بمشكلته الشرعية |
O zamandan beri kızının katilini bulmayı takıntı haline getirdi. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين أصبح مهووساً بأيجاد قاتل أبنته |
Sana takıntılı hale geldi. | Open Subtitles | أصبح مهووساً بك |
O da size takıntılı hale geldi. | Open Subtitles | أصبح مهووساً بكِ... |
Yasal problemini saplantılı haline getirdi. | Open Subtitles | لأنه أصبح مهووساً بمشكلته الشرعية |
O da turtaları takıntı haline getirdi. | Open Subtitles | " و أصبح مهووساً بالفطائر " |