Dostlarınız evlerine döndüler, sizden Atlantis'i terk etmeniz istendi... şimdi asıl soru bundan sonra ne yapacağınız? | Open Subtitles | حسنا ، أصدقاؤكم قد عادوا لوطنهم و طلب منكم أن تغادروا أتلانتس لذا فالسؤال هو ماذا ستفعلون بعد ذلك ؟ |
Dostlarınız geldi. | Open Subtitles | وصل أصدقاؤكم |
Onlar sizin arkadaşınız! Neden göz göre göre yalan söylediniz ki? | Open Subtitles | -إنهم أصدقاؤكم ، لماذا كذبتم عليهم هكذا؟ |
- Suyun, sabunun ve el antiseptiğinin en iyi arkadaşınız olması gerektiğini söylemeye lüzum yok. | Open Subtitles | -لا يجب أن أقول، الصابون، الماء ومعقّم الأيادي أصدقاؤكم المقربون، يارفاق. |
Arkadaşlarınız oraya vardığında, benimkilerden birkaçı onları bekliyor olurdu. | Open Subtitles | و عندما يصل أصدقاؤكم هناك سيكون بعض من أفراد قومي بانتظارهم |
Bence ikiniz okul balosuna davet edilmeyen küçük kızlar gibi mızmızlanmayı bırakıp o çok sevdiğiniz Arkadaşlarınız işleri yoluna koyduğu için onların adına mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | أعتقد أن عليكم التوقف عن النحيب مثل فتيات مدرسة لم يدعونهم إلى الرقص وأسعدوا أن أصدقاؤكم أصدقاؤكم الأعزاء |
Ortaya çıkın yoksa arkadaşınız ölür! | Open Subtitles | أظهروا أنفسكم أو سيموت أصدقاؤكم! |
Çünkü işler zorlaştığında, Arkadaşlarınız sizden uzaklaştığında, destekçileriniz sizi unuttuğunda, ilk yarışınızı kazanamadığınızda, nedenini bilmiyorsanız tekrar deneyemezsiniz. | TED | لأنه عندما يصبحُ الأمر صعبًا وشاقًا، عندما يبتعدُ أصدقاؤكم عنكم، عندما ينساكم مؤيدوكم، عندما لا تفوزون بأول سباق، إذا كنتم لا تعرفون لماذا؟ لن تستطيعوا المحاولة مرة أخرى. |
Arkadaşlarınız hakkınızdaki bilgileri dışarı sızdırabiliyordu. | TED | أصدقاؤكم قد يكشفون معلومات عنكم. |
Hatta belki Arkadaşlarınız. | Open Subtitles | بل وربما كنا أصدقاؤكم. |