Bunun olduğuna inanamıyorum. | TED | لا يمكنني أن أصدق أن هذا يحدث. |
- Bunun olduğuna inanamıyorum! - Hiçbir şey olduğu yok. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن هذا يحدث لي لم يحدث شيئ - |
Bunun olduğuna inanamıyorum. Her odada, dışarısıyla bağlantı kurmak için bir telefon var. Sadece acil durumlar için kullanılacak. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث "كل عنبر مجهز بهاتف للإتصال بالعالم الخارجي" "الهاتف للحالات الطارئة فقط" |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أصدق أن هذا يحدث له |
- Bunların olduğuna inanamıyorum. - Suç işlemede usta olan sıradan bir adam sadece. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث لا يزال رجلًا عاديًا |
Ah, tanrım, Bunun gerçekleştiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي لا أصدق أن هذا يحدث |
- Bunun olduğuna inanamıyorum! Sus! | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدق أن هذا يحدث بالفعل |
Gerçekten Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أصدق أن هذا يحدث حقاً |
Bunun olduğuna inanamıyorum. En azından bana. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث حقاً على الأقل لي |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Bunun olduğuna inanamıyorum. İnanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث حقاً لا أصدق! |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
- Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث. |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث. |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Bunun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث |
Şu anda Bunların olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث الآن |
Bunun gerçekleştiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن هذا يحدث حقاً |